bu sabah sevdiğim kızı son kez görmek için eskişehir'e gittim. mayısta iki yıl olacaktı 10 yıla değer yaşananların unutulmayacağı koca iki yıl. ama önceki buluşmamızda kötü şeyler yaşadık sonra çok soğudu artık bitti gibi bir şeydi. daha buluşmanın ilk anından belli etti soğukluğunu da. o an küçük bir yıkım oldu içimde. daha sonra bir iyi bir kötüydük anlatırsam çok daha uzun olacak entry. sadece şunu söyleyim kaç kere denediysekte olmadı konuşamadık bir kelime daha etsek ağlayacaktık hep.
gitme vakti geldiğinde evine bıraktım onu. yine konuşamadık boğazım düğüm düğüm. yürüdü apartman kapısını açtı. kapatırken bana baktı yavaşça kapadı birbirimize baktık kapı tamamen kapanana kadar. el salladı benim elimi de sanki biri kaldırıp hafifçe salladı. sonra kapı kapandı ve arkamı döndüm.
işte her şey o an başladı bugünün ne demek olduğu o an belli oldu. arkamı döner dönmez ağlamaya başladım hıçkıracaktım tuttum kendimi. bir elim cebimde dağılmış bir halde yavaş yavaş ve ağlaya ağlaya durağa doğru yürüdüm arkamı döndüm eve baktım son kez. gidip tramvaya bindim. ağladım ağladım. öyle anlar olur erkeklerde ağlar. insan olduklarından kaynaklanıyor galiba. ama erkek adama ağlamak hiç yakışmaz. bu yüzden kendimden nefret ediyorum o anlardan sonra. hatta şunu yazdığım içinde pişman olucam belki. ama öyle be sözlük ağladım. güzel ellerini bugün bir kere bile tutamadığıma ağladım, kokusunu bir kere bile içime çekemediğime, son kez öpemediğime ağladım. konuşamadıklarımı bir mesajla yazıp gönderdim. her şeyini kaybetmiş bir adam gibiydim. etrafımdan tamamen koptum indim ağladım otogara gitmek için başka birine bindim yine ağladım. arada halimi gören insanların gözlerime uzun uzun baktığını farkettim. otogara geldim ağladım. otobüse bindim hostun verdiği beyaz yastığı ıslattım bu sefer. göğsümün ortasında öyle bir acı var ki. öyle bir acı ki bu. yanımızdan kamil koç otobüsü geçti göğsüm daha çok acıdı. neden mi sözlük? o hep kamil koç'la gider çünkü. eskişehir'den çıkarken gördğüm her şey daha da acıttı göğsümü. her şeydi o her şey ona varıyor her şey...
o nasıl diye soran varsa. o da ağladı hep ağladı. son mesajı " ağlamaktan başım çatlıyor dayanamıyorum elveda. " idi. o da beni çok sevdi biliyorum benim onu sevdiğim gibi. benim ona baktığım gibi bakıyordu bana. ama artık öyle bakmıyor. hala seviyor biliyorum ama bu yetmiyor. eskisi gibi değil, benle olmayı benim olmayı isteyecek kadar değil...
ben bu gece eskişehir'de bıraktım her şeyimi. bu gece dağıldım bu gece bittim ben. allah kimseye aşk acısı vermesin. ilk defa gerçekten sevdim karım olsun istedim çocuklarımızla piknik yaptığımız güzel bir gün için dünyaları vericektim. ama her şeyim gitti her şey orda kaldı.
20 yıldır aynı yatağı paylaştığı, deli gibi aşık olduğu eşini kaybeden bir adam bile hayatına devam edebiliyor di mi? tabi ona yaşamak denirse. bende devam edicem ama benimkine ne zaman yaşamak denicek bunu hiç bilmiyorum. artık tek söyleyebildiğim " allah'ım bana yardım et."
aylar sonra gelen yedit: yaklaşık üç ay önce döndüm normal hayatıma. onun neredeyse tamamen değiştiğini görmemin etkisi büyüktü burada. çoktan vermem gereken, vermeye çalıştığım kararı kesin bir şekilde vermiştim artık. sevdiğim kişinin aslında geçmişte kaldığını anladım. karar verdim. artık yoktu ve olmayacaktı. evet yaklaşık üç ay önce bunlar oldu, neyse.