selahattin eyyubi

entry25 galeri
    1.
  1. Mısır ve Suriye sultanı, Eyyubi hanedanının kurucusu olan lider.
    imadeddin Zengi'nin, babası Necmeddin Eyyub'u vali olarak atadığı Baalbek ve Şam'da büyüyen Selahaddin, ayrıcalıklı bir çocukluk geçirmedi. iyi bir tahsil aldı. Askeri eğitimden ziyade dini derslere meraklıydı. Sanatla ve ilimle uğraşırdı. Selahaddinin biyografisini yazan al-Wahrani Onun Öklid Geometrisi, Astronomi, Matematik ve Aritmatik konularında uzman olduğunu belirtir.
    Mantık, felsefe, sosyoloji, fıkıh ve tarih öğrendi, Şam'daki Dar'ul-Hadis'den (Hadis Üniversitesi) mezun oldu. Yirmi altı yaşındayken amcası tarafından eğitilmek üzere kendi hizmetine alındı. Mısır'ın güçlü aşiretlerinden Banu Ruzzaiklerin ele geçirilmesinde Fatımi halifesinin yanında savaştı. Daha sonra Haçlı ordusunun elinde bulunan Mısır'daki Bilbeis şehrinin ele geçirilmesinde görev aldı. Bilbeis'in ele geçirilmesinden sonra karşılaştıkları Haçlı ordusuna karşı amcasının ordusunun sol kanadını oluşturan Kürt süvari birlikleri ile elde ettiği başarılar sayesinde kendini gösterdi. haçlı kumandanı "Kayseryalı Hugh" (Hugh of Caesarea) Selahhaddin'in birliğine saldırdığı esnada esir düştü. Şavaşın sonunda Selahaddin ve amcası Şirkuh iskenderiye'ye geçtiler. Burada kendilerine halife tarafından para, asker ve bir kale verildi. Kaleye saldıran Mısır haçlıları Şirkuh'un birliklerini dağıtmayı başardılar fakat Selahaddin'in birlikleri kalenin düşmesine engel oldu. I. Haçlı Seferi sonucunda kurulan Kudüs Krallığı gözünü Mısır'a dikmişti. Mısır'ın iç siyaseti karışıklıklar içindeydi. Mısır veziri Şavar bir saray darbesi sonucu vezirlikten olunca gizlice Şam'a Nureddin Mahmud Zengi'nin yanına gitti ve O'ndan yardım istedi (1164). Nureddin Mahmud bu olayı fırsat bilerek islam dünyasındaki iki başlılık problemini halledebileceğini ve müslümanları tekrar haçlılara karşı birleştirebileceğini de hesaba katarak Şavar'a olumlu yanıt vermiştir.
    Selahaddin'in askeri hayatı bu noktada, amcası Esedüddin Şirkuh’un hizmetine girmesiyle başladı. Mısır'a gönderilecek orduya Nureddin Mahmud komutan olarak Şirkuh'u atadı. Şirkuh Nureddin Zengi'nin emriyle, ilki 1164 yılında olmak üzere Mısır’a üç sefer düzenledi. Selahaddin bu seferlere Nuredddin Zengi'nin emriyle katılmıştır. Önceleri Selahaddin bir ilim adamı olmak istiyordu, yönetici olmak gibi bir niyeti yoktu. Nureddin Mahmud, Selahaddin'in bütün karşı çıkmalarına rağmen askeri sahada Selahaddin'den faydalanmak istemişti.
    Fatımiler hilafetini devam ettirmek adına Haçlılarla işbirliğine gitti. Ordu Mısır'a ulaşıp Şavar tekrar Fatımi Halifesi tarafından Mısır veziri ilan edilince verdiği sözlere uymadı ve ihanet etti. Şirkuh hem Kudüs kralı I. Amalrik ile hem de Mısır’ın Fatımi halifesinin veziri Şavar ile mücadele etmek zorunda kaldı. Şavar yaptığı ihanetin cezasını öldürülerek buldu. Fakat Şirkuh da iki ay sonra öldü. Selahaddin, amcası Şirkuh'un ölümünden sonra, henüz 31 yaşındayken Mısır'daki Suriye birliklerinin komutanlığına, melik unvanıyla Mısır vezirliğine atandı. (1169). 1171’de Mısır’da Şii Fatımi halifeliğine son vererek Sünniliğe dönüldüğünü ve Bağdat'taki Abbasi halifeliğine bağlılığını ilan eden Salaheddin Eyyubi böylece Mısır’ın tek yöneticisi durumuna geldi. Böylece islam dünyasındaki iki başlılık son bulmuş ve biri Bağdat'ta, biri de Mısır'da olmak üzere mevcut olan iki halifeli yapı değiştirilmiş oldu. Artık islam dünyasında tek bir halife vardı. Bu olay müslümanların haçlılara karşı birleşmesinde tarihi dönemeçlerden birisi olmuştur.
    Selahaddin, Nureddin Mahmud Zengi’ye hayatı boyunca bağlı kaldı. fakat Nureddin'in 1174 yılında vefat etmesiyle durum değişti. Selahaddin, Nureddin'in dul eşi ismedüddin Hatun ile evlendi. Fakat Nureddin'in yerine geçen oğlu ismail, Selahaddin'i tanımadı ve işbirliğine yanaşmadı. Mısır’daki zengin tarım topraklarını mali dayanak olarak kullanan Salaheddin, Nureddin’in çocuk yaştaki oğlu adına naiplik talebinde bulunmak üzere küçük, ama çok disiplinli bir orduyla Suriye’ye hareket etti. Ama çok geçmeden bu talebinden vazgeçti.
    1177 yılındaki Montgisard Muharebesinde Kudüs kralı IV. Baodouin'e yenildi. 1186’ya değin Suriye, Kuzey Mezopotamya, Filistin ve Mısır’daki tüm Müslüman topraklarını kendi bayrağı altında birleştirmeye girişti ve islam birliğini tekrar kurdu. Zamanla sahtekarlık, ahlaksızlık ve gaddarlıktan uzak, cömert, erdemli, ama kararlı bir hükümdar olarak ünlendi. O zamana değin iç çekişmeler ve yoğun rekabet yüzünden Haçlılara direnmede güçlük çeken Müslümanların maddi ve manevi açıdan güçlenmelerini sağladı.
    Selahaddin, yeni ya da gelişmiş askeri teknikler kullanmak yerine, çok sayıdaki düzensiz kuvvetleri birleştirip disiplin altına alarak askeri güç dengesini de kendi lehine çevirmeyi başardı. 1187’de bütün gücüyle, Latin Haçlı krallıklarına yöneldi. Bu arada Kudüs Kralı ölmüş yerine Lüzinyanlı Guy geçmişti.
    Selahaddin, Kudüs kralını ve ordusunu Kuzey Filistin’de Tiberya yakınlarında Hıttin'e kadar getirmeyi başardı. Hıttin kuyularıyla ünlü bir yerdi. Selahaddin çok önceden kuyuları tutmuştu, böylece haçlılara bir damla su bırakmadı.
    Kudüs ordusu günlerce süren yürüyüşten sonra 4 Temmuz 1187’de tükenmiş ve susuzluktan bitkin düşmüş bir bir halde Selahaddin ile karşılaştı, islam ordusu çoktan kuyuları tutmuş ve hiçbirini bırakmak gibi bir niyeti de yoktu. Bu noktadan sonra geri dönemediler ve Selahaddin'in karşısına çıkmak zorunda kaldılar. Hıttin Savaşı'nda Seladdin, Haçlı ordusunu yenmeyi başardı.
    Haçlıların verdiği kayıpların büyüklüğü Müslümanların Kudüs Krallığı’nın neredeyse tümünü ele geçirmesini sağladı. Akka, Betrun, Beyrut, Sayda, Nasıra, Gaman, Caesarea, Nablus, Yafa ve Aşkelon üç ay içinde düştü.
    Selahaddin Haçlılara en büyük darbesini ise 88 yıl Frankların elinde kalan Kudüs’ü 2 Ekim 1187’de teslim alarak indirdi.
    Selahaddin’in başarısına düşen tek gölge Sur’un ele geçirilmemesiydi. 1189’da Haçlı işgali altında yalnızca üç kent kalmış, ama sağ kalan dağınık Hristiyanlar zorlu bir kıyı kalesi olan Sur’da toplanarak Latin karşı saldırısının çıkış noktasını oluşturmuşlardı.
    Kudüs’ün düşmesiyle derinden sarsılan Batılılar yeni bir Haçlı seferi çağrısında bulundu. III. Haçlı Seferi çok sayıda büyük soylu ve ünlü şövalyenin yanı sıra, üç ülkenin krallarını da savaş alanına çekti.
    III. Haçlı Seferi uzun ve tüketici oldu. I. Richard ("Aslan Yürekli" Richard) hiçbir sonuca ulaşamadı. Haçlılar Doğu Akdeniz’de ancak güvensiz bir toprak parçasına tutunabildiler. Kral Richard Ekim 1192’de dönüş için yelken açtığında savaş sona ermişti.
    Selahaddin başkent Şam’a çekildi. 1193 yılında öldü. Ölümünün ardından akrabaları imparatorluğu paylaştılar.
    11 Aralık 1917 tarihinde Kudüs'e giren ingiliz Orduları Komutanı Orgeneral Edmund Henry Hynman Allenby Selahaddin Eyyubi'nin mezarına vurarak; 'Kalk Selahaddin biz yine geldik' şeklinde bir konuşma yapmıştır.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Selahaddin_Eyyubi

    mecburi edit: sakin olalım, kendisi türk'tür.
    2 ...