ben bu yazıyı sana yazdım

entry31064 galeri video218
    9893.
  1. (bkz: eksiklik hissi)

    dünyaya baktığımızı hatırla. benim hayallerimden de bakabiliriz, seninle bir mezuniyet mesela hayalim benim, sen ben annem kardeşim, gel canımın içi dördümüz fotoğraf çektirelim. biz fotoğraflarda dörtlü durmaya alışkınız, gel bozma, ümit ettirme bana mesela, ümit etmekten nefret ettiğim kadar ümitsizlikten nefret etmem. dünyaya bakacağımızı hatırla, dünyaya bakacaksın elbet bir gün. bir erkeğin sevgisini hak etmenin tek yolu onun sevgisini hak etmek için tek bir şey dahi yapmamış olmaktır, anlayacaksın. bir gün yanına bir kadınla geleceğim belki, gerçekten o kadını seveceğim belki, seni göreceğim belki, sen beni göreceksin belki, ve içim burkulacak belki. için burkulacak belki. çaresizliğini kabullen, ben kabullendim, seni sevmek zorundayım ben, içten gelen bir zorunluluk bu, ekmek yerken yanında peynir yeme isteği gibi bir anda ekşice ağza gelen. anla ki hayatından çıkartmak istemediklerin yalnızca evcil hayvanlardır, fino köpeklerdir; bir gün hayatından ölüm sonucu çıkacağını, dahası çıkartacağını bildiklerindir. anne bu yüzden eşe tercih edilir, baba genelde borçlara tercih edilir. kardeş tercih edilmez, yılbaşında arkadaşlar tercih edilir. dünyanın en mantıklı kafasına sahip de olsan annen babanla bir yılbaşında oturup çay içmektense aynı çaya sabahına içtiğin işkembenin arkasına beş lira ödersin, sarımsak kokunla eve gidersin, mesela temmuzdan dolapta kalan bir sivrisineği rahatsız edebilirsin. anneni uyandırabilirsin, baban gelir uyanır, nerede kaldın der, kızgınca sorar, şefkatlice der sana, karnın aç mı yavrum? aç değil dersin, yüz ekşitirsin, canının istediğini çemkirirsin, öfkeyle yatağına çekilirsin. rüyanda beni görürsün, ben annemleyimdir, ben babamlayımdır, ben iki liralık çekirdeğimleyimdir mesela, kendi demlediğim çayımlayımdır. nebileyim, ben oralardayımdır. ama rüyanda beni görüyorsan eğer, ben illa ki senleyimdir. kabul et çaresizliğini, yolu yok, sen sevileceksin. iste ya da isteme, taşı ya da taşıma, zaten ben çanta değilim, beni taşıma. ben dondurma da değilim, beni isteme de. eline bir çiçek çikolata alıp babamdan istemeye de gelme, ne sen erkeksin ne babam cevap verir sana. beni ara, telefondan ara, aklıma hükmetme, kalbime de hükmetme, en azından uğraşma. sen uğraşmadıkça ben kapılayım, bana bir fotoğrafını yolla annenle çekilmiş, sana bakıp annene yürekten selamlar yollayayım. bana bir fotoğraf yolla babanla çekilmiş, diyeyim ki gözleri burnu babasına çekmiş. sen iyisi mi bana fotoğrafını yolla, gül ya da ağla, benim için hepsi ala. yeter ki sen bana fotoğrafını yolla, hep kağıtlar beni teselli edecek değil ya, biraz da ben kağıtları teselli etsem ya? portakal suyu alayım ben sana, canına değsin, değsin benim de canıma. istediğini yap, istemediğini yapma. sev demiyorum, sevme de demiyorum, aslında ben sana bağlanmıyorum, seni kıskanmıyorum, sana ağlamıyorum, ya da sana gülmüyorum. ben sadece bağlanıyor, kıskanıyor, gülüyor, ağlıyorum. gitmediğim yerlere uğrama, ben gitmediğim yerlerin yollarını bilmiyorum.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük