ben onu farklı sanmıştım sözlük. bazı şeylerin dışında sanmıştım.
görünüşe, etikete bu kadar önem vermez sanmıştım.
yanılmışım.
o da herkes gibiymiş. basit biriymiş. ben onu iyi ve etkileyici biri olarak tanımıştım her zaman. önce de sonra da. fakat zaman geçtikçe tanıdım. zamanla fark ettim bazı şeyleri.
ilk başlarda sevgilisiyle yakıştıramamıştım onu. her erkeğin yaptığı gibi işte. farklı birinin, sevdiğim kişinin başkasıyla olması zoruma gitmişti. üzerinden zaman geçti, ben gördüm. anladım. onun hiç de farklı olmadığını gözlerimle gördüm, fark ettim.
hem farklı biri olmadığını, hem de kötü biri olduğunu gördüm.
hala seviyor muyum, bilmiyorum. fakat seviyorsam da eskisi kadar şiddetli olmadığı kesin. çok çok nadiren aklıma geliyor, başka biriyle görünce bir şey hissettirmiyor. çıktığı çocuğu kendisine yakıştırmamazlık etmiyorum artık. çocuğa da baştan beri bir kinim falan yoktu zaten. çocuk iyi biri kesinlikle, çok belli. benimki sadece ilk zamanlar kabul edemeyişin bunalımıymış.
bak sözlük. hem farklı olmadığını, hem de kötü biri olduğunu anladım fakat hala sinirlenemiyorum, bir şeyler söyleyemiyorum. ona karşı bir şeyler hissedemiyorum. anlıyorum fakat; o benim gözümde çok küçülmüş, çok eksilmiş, bitmiş. belki de bundandır bilmiyorum.
her ne kadar 'tam olarak unuttum artık' diyemesem de çoğu şeyin bittiği kesin. bağın, hislerin, değerin, her şeyin..
bir masal da burada son bulmak üzeredir artık. biraz kaybederek, biraz aldanmışlığın hüznüyle, biraz da acıyla bitmek üzere.
sana mutluluklar, her şeye rağmen mutlu olman dileğiyle.
