"özgür düşünce" nidaları ile "avrupa birliğine böyle mi gireceğiz yahu" diyen vatandaşların da hayran kaldıkları avrupa'ya bakarak kendi ülkelerini küçümsemelerine sebep olan yasa.
yasa, öncelerde belirttiğim gibi gereksiz ve gerçekten de alçaltıcı bir yasa. böyle bir yasa olmamalı. lakin avrupa denen şeyi çok da büyütmemek gerekiyor.
bugün evrensel olarak en üstün olarak nitelendirdiğimiz, her şeyi özgürce yapan/eden/tartışan (bizim öyle olduğuna inandığımız) avrupa'nın, özellikle almanya cenahında toplum içinde nazizm'i iyileyen bir tartışma açtığınızda yahut "yahudi soykırımı gerçek değil. müttefikler uydurdu" derseniz sonunuz mahkemeye bile varabiliyorken, kimse çok da özgür sesli olduklarını iddia edemez herhalde.
geçenlerde perinçek'in başına gelenleri de gazetelerde görmeyen kalmamıştır. ermeni soykırımı yoktur demek bile birilerinin sizi tutuklamalarına sebep olabilir zürih sokaklarında gezerken.
avrupa! avrupa!, daha geçenlerde merkel aplanın abdurrahman şirak'a verdiği napolyon şekilli bira kupasıyla gülümsedi. acaba aklından "işte biz, burdayız. avrupa'lı ülkeler olarak ulusları/milletleri ezerek geldiğimiz bu noktada pırıl pırıl parlıyoruz yüzyıla" diye mi geçiriyordu?..
özgür düşünceyi, özgürlüğü, insanlığı simge olarak kullanan almanya, fransa, belçika, vs. vs. gibi "çekirdek" avrupa birliği ülkelerinin kendi geçmişleriyle yüzleşmeden ve ellerini yıkamadan gülümsemelerini ve samimiyetsizliklerini görmezden gelmemek lazım.
türkiye darbecileriyle ve ülkesini siyasi çıkarları aldatanlarla yüzleşmeden nasıl demokrasi olamayacaksa, fransa cezayir'i ve ruanda'yı, belçika tüm dünyada dönen silah & mayın pazarındaki payını ve yine ruanda'yı görmezden geldiği müddetçe "insanlık timsali" ve (bizim tabirimizle) "avrupalı" olamayacak.