caius tüm insanlıktır. insanlığın temsil ettiği bütün deliliklerin toplamıdır ancak insanlıktan o'nu ayıran bir nokta vardır ki o da saçma düzenin farkına varmış olmak. bu can yakıcı saçmalıkta da yönetici vasfını taşıyan bu kişi öncelikle her şeyi tepetaklat etmekle başlar işte. atını senatör yapmaktan tutun da senatörlere atını çektirmeyi emretmeye kadar. sonuna kadar kargaşa-kaos ve altüst olmuş dengeler. bu caius'un tepkisidir. anlamsızlığa, çarpıklığa ve düzene. bu tepki de büyük bir tepkiyi kabullenmekle devam eder.
caius kızkardeşinin ölümü nedeniyle değil aksine ölümün basitliği ve saçmalığı karşısında, hayatın anlamsızlığı karşısında deliye dönmüştür. bir anlam peşine düşüp "ay"ın peşinden gitmiştir. ama nafile hiçbir anlam bulamayacaktır. tek elde edeceği ölüm karşısındaki absürt'ün farkına varmak olacaktır.
yazarın bir başka yerde dediği gibi "hiçbir şeye inanılmıyorsa,hiçbir şeyin anlamı yoksa, hiçbir değere 'evet' diyemiyorsak, herşey olanaklıdır,herşey önemsizdir.
ne evet kalır,ne hayır, katil ne haklıdır,ne haksız. kişi kendini cüzzamlıların bakımına adayabileceği gibi, içinde insanlar yakılacak ateşleri de tutuşturabilir.
kötülük ve erdem de birer rastlantı ya da gelip geçici birer istektir."