peyami safa

entry251 galeri
    81.
  1. - çok felsefe okurdu.
    - tıp bilgisi romanlarına da yansıttığı üzere ortalama bir doktordan fazlaydı.
    - romanın, yazarının kişiliğinden, hayatından bağımsız olamayacağını düşünürdü.
    - en duyulmuş eseri dokuzuncu hariciye koğuşu'nu sonraları arasının bozulduğu nazım hikmet'e ithaf etmişti.
    - bir röportajında intihar etmeyi çok düşündüğünü, buna birçok kere karar verdiğini fakat annesini düşünerek bu kararını tatbik etmediğinden bahseder.
    - "günün birinde kitaplarımı yeniden yazmak ve bastırmak en esaslı kararlarımdan biridir." demiş, yazdığı hiçbir kitaptan tam olarak memnun olmadığını sıklıkla söylemiştir.
    - hayatının en büyük heyecanı sorulduğunda anne ve ağabeyinin ölüm anlarından söz eder: "onlarla beraber ölür gibi oldum. sonra dirilmek ve yaşamak utancı içinde kaldım."
    - çocukluk yıllarında sağ kolunda beliren ciddi bir hastalıkla boğuşmuş, bu dönem hayatından parçaların yer aldığı dokuzuncu hariciye koğuşu'nu kaleme almıştır. bu kitap bağlamında sorulan bir soruya: "her romanımda kendi hayatımdan parçalar vardır " demiş ve eklemiştir: "bazıları dokuzuncu hariciye koğuşu gibi otobiyografik yalnız kendi hayatımdır. ötekilerde başka insanların hayat tecrübeleri ve maceraları vardır. otobiyografik romanlar yaratma hürriyetimizi kısarlar. orada biz sayısız imkan ve ihtimallerden bazılarını tercih hürriyetinin kaybeder, bir tanesi üzerinde billurlaşmaya mecbur kalırız. bence bunun için dokuzuncu hariciye koğuşunun güzel bazı yerleri varsa bunlar herhalde yaşanmamış hayat parçalarıdır. size garip gelecek fakat romanda yaşanmamış kısımlar yaşanmışlardan daha gerçektirler. çünkü roman olağanı olmuş gösterme sanatıdır. yoksa hatıratta farkı kalmazdı. biri yaratma, öteki hatırlamadır."
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük