en mutlu anlarda bile dinlendiğinde insanı alıp götüren, adamı doğduğuna pişman eden ama, mutsuz anlarda da insanı ağlatan, ağlatmazsa da tam kursağına yumruk gibi oturan şarkı.
bazı şarkılar vardır; dinlersin müzikle söz hiç bağdaşmaz, sözü duygusaldır, müziği hareketli ya da tam tersi. bu şarkı öyle bir şarkı. ki sözle müzik birbirine karışmış, kenetlenmiş, ayrılamaz bir bütün olmuş.
enstrümanlar müthiş bir uyumla insanı uçurumlardan aşağı atıp tam yere varacağı sırada bulutların üstüne çekiyor. santur zaten mistik ve insanda değişik hisleri canlandıran bir enstrüman ve bu şarkı içinde santurun sesi şarkının değerini iki kat artırıyor.
sözleri ise apayrı. aşk acısı ancak bu şekilde ifade edilebilir. ki bu öyle bir aşk acısı ki yalvarmayı da geçiyor. sözlerinde hem acı, hem nefret, hem yalvarma iç içe geçmiş. aşk hikayelerini barındıran bir çok eser -leyla ile mecnun, kerem ile aslı, arzu ile kanber, romeo ve juliet...- bu şarkının yanında çocuk masalı gibi kalır. o hikayelerdeki acılar yalvarışlar bu şarkının sözlerini yanında ninnidir.
şarkıyla ilgili olarak 'çıktığı gün 6 kişinin intihar etmesi' miti vardır ki bu şarkıyı dinledikten sonra o kadar da palavra gibi gelmemektedir.
kısaca söylemek gerekirse bir defa dinlendiğinde diğer tüm hüzünlü şarkıları elinin tersiyle iten, insanın yaralarını tuza beleyen, içine tarifsiz bir his dolduran şaheser.