bir histeri masalına sırtını vermiş
derin yunus otopsileri; demin
bütün samimiyetiyle biten yaz mevsimi
ya da kadrajdan çıkan yemin törenin
bana
buzulları parçalayan bir aşkı hatırlattı.
dudaklarındaki süt tozu
ya da pisuvarlardaki izmaritler
aynalara rujla yazılan ismin
tanrıya bağışladığın bir içorgan
kadar anlamsız, sahte ve günah
seni benden koparan o yavşak kadın
kamyon altında kalan diğer erkek sevgilin
aynalara rujla yazılan ismin
çektiğin kokain, çektiğimiz fuzuli acı
bana
buzulları parçalayan bir aşkı hatırlattı.
hüzünde sprinter olmanın korkusu bu inferno;
adaletsiz tenlerin temasındaki orkestra ya da,
ben homeros"sam sen ilyada"sın
ben ilyada"ysam sen bir ılıklık;
çehresi değişiyor gri şehrin
mazgallardan yükselen iniltiler duyuyorum
bu ter kokusu, bu ruh kokusu, bu intikam kokusu
aynalara rujla yazılan ismin
atlanılan fırsatlar, gözardı edilen zehrin
o, tehlikeli çarpıntı
bana
buzulları parçalayan bir aşkı hatırlattı.
fikstürler çekildi inferno, ben seninle sevişiyorum bir tek
kamyon altında kalan diğer erkek
sevgilin,
ağzının kenarındaki kanı sildiğin kâğıt mendilin
delirdim inferno, sana düştüğüm için delirdim
cevap ver saltanatıma
kural koy duyarsızlığına
hayır ağlamıyorum inferno
bu gözyaşı değil, simsiyah adrenalin
tanrıya bağışladığın bir içorgan
ya da kefenimdeki kudret
ya da titreyen vücudumda azalan zaman
azalan zemin!
ah inferno, bütün samimiyetiyle biten yaz mevsimim
iklimim, cildim, taarruzda kopan bacağım, yordamım!
taptığım çocuk! taptığım zavallı adamım
seni işaret ettim kalabalık içinde uzatıp kolumu
ve işte, ucunu kestiğim o parmakla, o rujla
aynalara yazdığım ismin
tuttuğun kin, tuttuğumuz çalkantı
bana bu gece
buzulları parçalayan bir aşkı hatırlattı.