ikizler burcu

entry604 galeri
    184.
  1. can dündar'ın anlatımıyla;

    "ikizlerden biri ölecek. diğerinin yaşayabilmesi için canını verecek.
    lâkin birinin ölümü, diğerinin artık ikiz olmaması anlamına gelecek. oburum.
    akşam oturayım televizyon karşısına... bir kanalı izlerken, ille
    öbüründe ne olduğunu merak ediyorum; orada da aşağı yukarı aynı şeyi göreceğimi
    adım gibi bilmeme rağmen... bir şehirde yaşarken, diğerinde aklım; o
    şehirler ki, çok da farkı yok birbirinden... doymak bilmez bir çocuk gibiyim;
    yetinemiyorum. islığım, bütün şarkıları aynı anda çalmak istiyor;
    uçurtmam, kainatın tüm semalarında birden kanat çırpmak...
    gemlenmez bir merak duygusu, "her yemeği tat," "her çiçeği kokla" diye
    ha babam kamçılıyor beni...telaştan ne tadını ayırt edebiliyorum
    yemeklerin,ne kokusunu çiçeklerin... her akarsuya karışıp gitmek geliyor içimden;
    hangisine karışsam, gözüm ters akıntıda... halbuki her akarsu, aynı
    denize karışıyor sonunda...sinemadaysam gelecek filmi, izleyeceğimden daha fazla merak ediyorum;
    ki onun da sonu aynı, biliyorum. hangi mektubu açsam, açılmayan için
    meraklanırım... kulağım çalacak telefonda; en sıkıldığım anda dahi
    gelen telefonlardan... kış boyu baharı iple çekmişken... şimdi sonbaharı
    özlemem neden?..
    çünkü yüreğimin iki yanına yerleşmiş ikizler, yıllardır durmaz
    tepişirler. "kalk gidelim" derken biri... "halt etme otur" diye eteğinden çeker
    diğeri... biri karınca, öbürü ağustos böceği... oysa yaş kemale erdi;
    "nihai tercih"in vakti geldi. zordur ikizler için tercih... bir yanını seçmek, çoğu zaman öbüründen
    de vazgeçmektir. çünkü birini feda ettiniz mi, "ikiz" değilsinizdir
    artık... sizi siz yapan, içinizdeki tepişmedir. değeriniz, "diğeriniz"dedir.
    bütün haziran doğumlular bilir bunu... o yüzden kıyamaz içinde tepişen
    ikizlerden birine... ne kahkaha saçan neşeye, ne ansızın bastıran hüzne... ne
    iyimser güne, ne karamsar geceye... ne ciddiye, ne muzibe... ne çocuğa, ne
    büyüğe... ne sadeliğe, ne debdebeye... kıyamaz herhangi birini
    elleriyle öldürmeye... bilir ki yazılmış nice yazıda, dizilmiş onca notada,
    boyanmış bunca tuvalde, söylenmiş sözde, yakılmış türküde o tepişmenin sancısı
    vardır. sancı durdu mu ne akarsu, ne ters akıntı kalır. ölü bir
    denizde tek kürekle döner durursunuz.
    dedim ya; oburum.... ve bazen kızdırıyor sevdiklerimi bu huyum. varsa
    bir kusurum; haziran doğumluyum. ne garip şimdi bile; bir yanım bunları
    yazıp hicvederken benden izi... "sil de ciddi bir şeyler yaz" diye
    yırtınıyor ikizi... "
    0 ...