iki adam vardır. ikisi de çalışır didinir bir bina yaparlar.
birincisi sağlam zemine tek katlı, enlemesine 20 daireden oluşan vasat bir bina dikmekle meşgulken diğeri zemine dikkat etmeden 50 katlı, akıllı dairelerden oluşan bir gökdelen diker.
her ikisi de binalarını bitirince tek katlı binayı diken adam, hepsini kiraya verir kendisi ucuzundan bir mekan tutar. diğer gökdeleni diken adamsa binanın en güzel yerinden 2 katını kendine alır ve geri kalanını satışa çıkarır ve;
"ulan yaptığın binaya bak. tek katlı bir bina yapmışsın ve hepsini kiraya vermiş sen de gidip başka bir yerde kirada oturuyorsun, ne ahmak adamsın, ne aklı kıt herifsin. bir de benimkine bak ne görkemli, son teknoloji ile donatılmış daireler " diyerek yanındaki adamla dalga geçer.
sonra binalar satılacakken hiç beklenmedik bir anda 9.0 şiddetinde bir deprem olur ve 50 katlı gökdelen tamamen yerle bir olur. bina sahibi daireleri satamadan binasını kaybeder üstelik kendi oturacağı dairelerde yerle bir olmuştur.
lakin diğer adamın binası sapasağlamdır ve her ay düzenli olarak kira gelirini alıp cebe indirir.
şimdi bu hikayedeki
- ahmak, aptal ve aklı kıt gibi görünen adam, müslüman kişinin halini anlatan adamdır.
- 50 katlı bina yapıp da depremden sonra elindeki avucundaki bütün herşeyi yitiren ve oturduğu eve kavuşamayan, yanındaki adama ahmak, aptal, aklı kıt diyen kişi de islam'a hakaret edip müslümanlara sayıp söven kişileri ifade eder.
- ve en önemlisi 9.0 şiddetindeki deprem, herkesin başına ansızın gelecek olan ve asla kendinden kaçış bulunmayan ölümü ifade etmektedir.
kısaca müslüman kişi, binasını depreme dayanıklı yapıp sonrasında satmayan ve ömür boyu kiraya veren depremden sonrada geliri kesilmeyen akıllı adamdır.
