det sjunde inseglet

entry37 galeri
    3.
  1. 1957'de çekilmiş bir ingmar bergman filmi.. aynı zmanada Film, 1957 Cannes film festivalinde Jüri özel ödülü kazanmıştır.. film derinlere kadar iner; filmin adı bir çok şeyi çağrıştırır ''yedinci mühür'' incildeki bir bölümdür.. ve bu bölümde şöyle bahseder:(bir kısmı da altınbuhur'dandır)

    filmin ilk başlanngıcında göğde bir kartal süzülür:(incill'in yedinci mühür-altın buhur bölümündeki şu ayetler şöyle der:

    ''Va. 8:13 Sonra göğün ortasında uçan bir kartal gördüm. Yüksek sesle şöyle bağırdığını işittim: "Borazanlarını çalacak olan öbür üç meleğin borazan seslerinden yeryüzünde yaşayanların vay, vay, vay haline!"''[filme ayetlerde bahsedilen sahnelerin baızları belki de azı gerçekleşmektedir]

    bu bölümde özellikle insanların başına gelecek felaketlerden bahseder incil, ''kanla karışık dolu ve ateşi'', ''denizlerin içte birinin kana dönüşmesi'', ''büyük bir yıldızın düşüp suları acılaştırması(özellikle bu ayet ile o kötü adamın vebadan sızlayarak ''su verin, su verin'' diye haykırması akıllara geliyor..) vs.. yine bu bahsedilen yedi mühür ve yedi borazan felaketleridir. yedi mühür yeryüzünün dörtte biri üzerine gelceği borazanın ise çalındığında üçte birini vuracağı düşünülmektedir..

    incilde uyarılarla dolu olan ayetlerdir bunlar.. filmde de önemli yer kaplar.. özellikle veba hastalarını birbirlerini kırbaçlaması ve kara giyen keşiş rahip takımının yaptıkları ve verdikleri halka açık vazlar.. bir felaket tellallığı.. bunun yanında tanrı ile birlikte olmak bu felaketlerden bağışık olmayı vurgulamaktadır.. zaten felaketlerden de bir tek, jöf ve ailesi kurtulmuştur(onların dışında tanrıya inançlı göze çarpan birisi yok gibi)

    zaman 14.yy haçlı seferine rahiplerin telkinleriyle katılmış, yorgun olduğundan bahseden antonius block yanında da cesur ve çok geçirmiş askeri.. ama askerinin sertliği ölüm karşısında bile inançsızlığı temsil etmekte daha çok hiçliğe olan inancı.. antonionus block ise bergman'ın düşünsel tarafının bir yansıması gibi.. '' ya içinde var ama inanamıyorsa..!! belki en mükemmel sorulardan birisiydi bu filmde.. tanrı ve varoluşa dair sorulabilecek en mantıklı soruların sorulduğunu görüyoruz

    'ölümden sonra ne olacak, içimde inanma isteği var ama inanamıyorum. tanrıya dokunmak istiyorum, onun benimle konuşmasını istiyorum.. varsayım ya da ihtimal istemiyorum, içimdeki tanrıyı neden öldüremiyorum..'' aslına bakılırsa son cümle özellikle bilimin insanın eline veremediği gerçeklik.. çünkü kurulp kurulup sürekli değişen bir şey.. daha doğrusu insanın içindeki acıyı dindirmekten aciz.. bir çok şey gibi yetersiz.. bunun yannnında camus'un felsefesinin ince noktalarını da bu filmde görmekteyim.. bilime neden inanmadığı konusunda bilhassa.. bunların yanında; buradaki antonius'a ait olan tanrıya inanmama reddi aynı zamanda Kur'an da israiloğullarının inanmamasını çağrıştırmaktadır..

    bununla birlikte derin felsefi açılımlardan biri de; tanrıyı yaratanın korku olduğudur.. özellikle sorgulama babında 1950'erin felsefi açılımları 14.yy'a kadar gidip antoninus da vücut bulmuş.

    diğer figürlere gelince, özellikle şehir şehir dolaşan.. iki çift görür.. mutlu ve dindardırlar.. hatta jöf; meryem ana'yı görür, çocuk isa'ya yürümeyi öğretirken.. zaten tek onlar kurtulacaktır.. bu azaptan, bu dünyaları aslına bakılırsa bir diğer dünyanın yansıması gibi.. tanrıya inanan ve mutlu bir yaşam süren jöf ile karısının kurtulması gibi..

    bununla birlikte film usta dil oyunları ile dolu: özellikle ölüm ile satranç oynamaya oturduğunda block'ın elleriyle siyah mı beyaz taşımı seçeceğini sorduğunda, ölüm siyahı seçer ve:

    ''bana da yakışan budur''

    der.

    ve bir çok yerinde devam etmektedir bu, gene filmin sonlarına doğru ölüm çok işi olduğunu söyler block ise ''meşgul olduğunu biliyorum''(her tarafta veba kol gezmektedir) şeklinde cevap verir..

    ama antonionus ölümü atlatmasına rağmen kaçamaz.. zaten ölüm de öyle der:: hiçbir şey kaçmaz, kaçamaz' son bir manevra ile taşları devirip yerlerini kaybetmek çin böyle demektedir.. amas siz ölümü unutsanız ya da kandırmaya çalışsanız veyahutta görmezden gelsenizde emin olun ki o sizi unutmayacaktır.. sorgulamalarında ölüme sürekli soru sormaktadır ama hiç bir cevap alamamaktadır.. çünkü ölüm pek konuşmaz, sessizdir, siyatır, zamanı geldiğinde kaçamaz ya da kaçıramazsınız..

    son olarak herkesin seyretmesi gereken mükemmel bir bergman filmi.. boktan amerikan filmlerinde ziyade zihni zorlar..
    8 ...