her şeyden önce iyilik ve kötülüğün inançlı ya da inançsız herkesin içinde var olduğu kabul edilmelidir.
ahlaklı olmak için illa bir ahiret korkusu taşımak gerekli değildir.
eğer kişi kendisini dini inanışlar ile iyiye yöneltebiliyorsa kendisi için doğru olanı yapıyordur, bu kişinin inanışlarının sorgulanması ve hakaret edilmesi gereksizdir, saçmadır.
ancak herhangi bir dinsel inanışa sahip olmayan bir kişi de pekala bir insan olarak yaşadığı dünya da iyilik peşinden koşabilir, kendisine doğru gelen ve kişiyi huzura yönelten şey bu olabilir.
ve bu kişilerinde kafir ve günahkar olarak kabul edilmesi ve yaptığı her davranışın kötü olduğunun düşünülmesi mantıksızdır.
dediğim gibi iyilik ve kötülük, ya da kimilerine göre cennet ve cehennem hepsi bu dünyada ve insanın içinde olan şeyler, herkes nasıl kendisini doğru olana yöneltebiliyorsa öyle devam etmelidir yoluna.