söykü dergisi sayı 4 çamur

entry49 galeri video1
    30.
  1. - çamur cafer;

    yazılan hikayenin kurgusu, teması, diyalogları ve vermek istedikleri ne olursa olsun birinci öncelik, o hikayenin okuyucuya sunulmadan önce, sunulabilir bir hale gelip gelmediğini eni-konu ölçüp-tartmak ve elden geldiğince özen gösterildiğini okuyucuya hissettirmektir.

    bir yazar;

    - zamanın okuyucu için çok değerli olduğunu,
    - ona sunduğu eserine gösterdiği özenle, aslında okuyucuya olan saygısını yansıttığını,
    - okuyucuyu hafife alan bir tavrın, onun tarafından asla affedilmeyeceğini,

    kesinlikle unutmamalıdır. aksi taktirde, yazdıklarını okuyacak bir kitle oluşturamaz ki bunu önemsemiyor ise o vakit neden yazıyordur.

    her yazar, yazım hatası yapabilir ve aslında profesyonel yazarların eserleri dahi ciddi bir redaktör incelemesinden geçmeden basıma girmez. buna mukabil en amatör yazarın dahi şöyle bir hatayı, hikayesini yazdıktan sonraki ilk okuyuşunda ayıklayabilmesi gerekir;

    "... Eve girdiğinde hemen ayaklarını yıkadı Özkan ve çoraplarını kirli sepetine attı. Hemen içeri gidip televizyonun başına geçti, kardeşi Yasin çizgi film izliyordu;

    " tekrar eve girdiğinde abisinin yanına gitti hemen."

    "Hemen her çocukta olması muhtemel davranışlardı bu(nlar)."

    bir paragraf içerisinde ve üstelik yanlış yerlerde kullanılmış dört 'hemen' sözcüğü.

    - Doğrusu, insanın hemen gözüne batıyor.

    Uzun paragraflar okuyucuyu yorar ve strese sokar. Hele bu paragraflarda çok sayıda diyalog da geçiyor ise yazı içerisindeki diyalogları seçmekten, okuyucunun hikayeye motivasyonu kaybolur. Bu nedenle, karşılıklı diyalogların yoğunlaştığı bölümleri ikili-üçlü konuşma metinleri halinde vermek, okuyucunun işini çok kolaylaştırdığı gibi bunun doğal sonucu olarak ortaya çıkan parçalanmış paragraflar; yazılı metinlerin görsel anlamda da güzelleşmesini sağlar.

    Çamur Cafer üzerinde bir deneme yapalım;

    Orijinal metin :

    "...Özkan ve Selim dışarıdaydı, öğretmenin geldiğini gördüklerinde hemen sınıfa girip yerlerine geçtiler. Öğretmen: "Özkan, Cafer, Selim ayağa kalkın bakalım, dün istiklal Marşı'na kalmayıp neden kaçtınız?" dedi. Cafer hemen: "Özkan söyledi öğretmenim, onlarla gelmezsem beni döveceklerini söyledi" dedi. Selim: "yalancı" diye bağırdı Cafer'e. Özkan ise: "öğretmenim özür dilerim" dedi yalnızca. Öğretmen: "bu yaptığınız çok ayıp beni hayal kırıklığına uğrattınız" dedi ve onları tahtaya kaldırdı, on dakika tek ayak üzerinde kalmalarını tembihledi..."

    ve Düzenlenmiş metin :

    "...Özkan ve Selim dışarıdaydı, öğretmenin geldiğini gördüklerinde hemen* sınıfa girip yerlerine geçtiler.

    Öğretmen - "Özkan, Cafer, Selim ayağa kalkın bakalım, dün istiklal Marşı'na kalmayıp neden kaçtınız?"

    Cafer (hemen)* - "Özkan söyledi öğretmenim, onlarla gelmezsem beni döveceklerini söyledi."

    Selim - "yalancı!" Diye bağırdı.

    Özkan - "öğretmenim özür dilerim." Dedi yalnızca.

    Öğretmen - "bu yaptığınız çok ayıp! beni hayal kırıklığına uğrattınız." dedi ve onları tahtaya kaldırdı, on dakika tek ayak üzerinde kalmalarını tembihledi..."

    aslına bakarsanız, bir yazar için en zor şeylerden biri tema yaratmaktır. Mo ni fe 'nin böyle bir sıkıntısı yok! Bu açık-seçik belli ama zor olanı başarıp sadece biraz dikkat ve özen gerektiren kolayı başaramamış olmasını kabul edebilmek mümkün değil doğrusu.

    - Nasıl desem? sen tut! 'Koca okyanusu geç, sonra derede boğul' Durumu.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük