söykü dergisi sayı 4 çamur

entry49 galeri video1
    16.
  1. - tlaloc a dokunmak ;

    gelişim çağındaki çocukların düşüncelerine gereken değerin verilmesi, diğer bir deyimle onların, adam yerine konup kendilerine güven duymalarının sağlanması fikri çok güzel işlenmiş.

    bu bağlamda, kişilerin dış görünüşleri ile değerlendirilmelerinin yanlışlığı, insanlar hakkındaki önyargılı yaklaşımların çirkinliği, hikaye içerisinde oluşturulan düşünceler ve eylemler arasındaki paradokslarla masaya yatırılarak okuyucuya analiz imkanları ve ciddi mesajlar verilmeye çalışılmış.

    gül'e hikaye içerisinde ne denli çocuk sevmez bir kadın elbisesi dikilmeye çalışılırsa çalışılsın, aslında o'nun çocuk dilinden çok iyi anlayan bir kadın olduğu, eylemleriyle vurgulanarak bu elbise, adeta lime-lime edilmiş.

    ve şu tespit ile beklenen nokta konulmuş;

    " Aslı ile ilk tanıştığı dönemde karşısındaki çocuk ile şimdi karşısında oturan çocuk arasındaki farkı gördüğünde bir damla göz yaşı göz pınarını zorlamaya başladı."

    - evet! evinin zili yüksekte ama o zile ulaşıp çalabilmek çocukluk dönemlerimizde hangimize büyük bir haz vermemiştir ki.

    örneğin ben, çocukken yaşadığım oda renginin şafak turuncusu olmasını ne çok istemiştim ama sırf annem öyle istiyor diye şampanya rengi bir odada büyümek zorunda kaldığımı hatırlıyorum. hala sevmem şampanya rengini, kişiliksiz gelir bana, acaba neden? gerçekte, kimsenin beğenmediği halde itiraz etmediği bir renk olduğu için mi dersiniz?

    hikayede dikkatimi çeken bir olumsuzluk var ki söylemeden geçemeyeceğim; gül ile aslı arasındaki ilişki daha sıcak olabilirmiş sanki. yani, hikayenin genelinde çok da net olarak tarif edilemeyen bir soğukluk hakim, bunu çok net hissediyorsunuz. taraflar, birbirlerine karşı hislerini hiç de gereği yokken gizlemişler gibi. bu durum, aslı'nın gül'ü ebeveynleri yerine koyabilmesi için özellikle mi yapılmış bilmiyorum ama okurken bu durum beni gerdi şahsen.

    okuyucu, bu hikayeyi okurken, gül; aslı'yı öpsün-okşasın istiyor. nihayetinde, aslı dayanamayıp gül'ün boynuna sarılıyor da buzlar eriyor, muradımıza eriyoruz bir nebze.

    bir çırpıda okuduğum bir hikaye oldu bu, üstelik zevk alarak.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük