zarif bir meçhul

entry1 galeri
    ?.
  1. zarif bir meçhul

    odada,

    ah dört duvar. ah kapısız, ah ışıksız, ah karanlık, ah yalnızlık, ah üstüne korkularım, açlığım, susuzluğum, kadınsızlığım, ah başımın belası oda, ah dört duvar, duvarınız, uykusuzluğum, kirecim, yazılarım, yazılar, tarihsizliğim de tarihler, ah bırakılmış gecelerde ben, ah hep gecelerde ben, ah tenhasızlığım, bin bir düşüncem, son kalabalıklarım, ah ürpertilerim, ah zamansızlığım.
    ilk gün saymaya başladım zamana uydum. duvarlarımı, aa unutmuşum tavanım da var, zemin, ala bildiğine soğuk zemin, zeminim. altı, altı duvar saydı adam o gün, ilk gün. hep altı. birden altı, sondan altı. altı defa çıldırdı odada adam, adam altıgen.
    ellerimle vuruyordum, tavana yetişemiyordum. altıya ulaşamıyordum, dönüyordu adam sanki semazen, sanki zikir. bir iki üç dört beş, ah altı diyordu her defasında, ve tavanın ismini koydu adam; ah altı. bu iyi fikirdi. şimdi sıra diğer duvarlarda odamın. evet odamın her duvarının ismi olmalıydı. duvara vurdu elini adam, bir, birdir bir, ikinci duvara şaplattı şamarını iki, gözün çıksın emi, üç; içinden söyledi ayıptı üçün biri, dört ah yine ayıptı ama olsun dönde götünü ört, zemine dokundu eli adamın, zemin soğuktu, buz koydum adını. böylece bende katıldım oyuna, hadi bir daha. elimi vurdum duvara daha bir demeden birden bire açıldı üçün kapısı, girdi içeriye üçün biri; noluyor lan, diye haykırdı o adam. elim duvarda sobe dedim, tabi içimden. bir tokat mı ne anlamadığım, yere yuvarlandı adam. gördüğünüz gibi çekildim hemen. üçün biri ve o adam kaldı ortada, sanki sahnede ve ben sahnede temaşa. adam yere yuvarlandı, o adam hızla kapıyı kapadı. gümmmmmmmmmmmmmmm. birden sayıklamaya başladım. sayıklamaya birden; bum dedi tabana babı zarifin, babı zarifin, babı zarifin. ben dedikçe kapı bum diye vuruyordu ta bana sanki, sanki ta bana. ellerim yüzüme kapanıktı, sanki maske yapmıştım, evet maskeli şövalye yada mahkum her neyse. elim yüzümde, yüzümde yara. victor jara. evet mırıldanıyordu adam venseremos. ben duvarları sayıyordum bu defa göz göz. bir göz bir duvara, ikinci ikinci duvara; duvarların gerisi gözsüz dolaptı sanki, sanki gözleri şaşı olmuştu adamın, non pasaran. evet geçit yok, kıstırılmışlık, uyudum bir duvarda misafir.
    rüyamda bir sinema, yazlık sinema. sonra beyaz betondan sahnede hudutların kanunu. ben huduttan kaçamayan ben, kanunun hicaz makamında teganni bu odada.
    kalk ulan, kesildi makam. evet kanun şimdi karşımda dimdik ayakta.
    parmaklarıma baktım mızrabımı aradım.
    uyan ulan.
    uyan uykudan ey gafiller mırıldandım.
    duvar fısıldadı kalk, kalk marş çalıyor bak.
    gün doğdu
    öbür duvar fısıldadı
    hep uyandık
    odamın duvarları koro
    siperlere dayandık
    sanki elimde süngü bir adım attım adama
    adam bir geri
    ben bir ileri
    lenin okuyordum sanki,
    zemin dedi ne yapmalı,
    tavan ulaşamadığım tavan
    nereden başlamalı.
    rüyadayım sanki.
    sankisi fazla rüya uyandı.
    ben uyandım,
    duvarları odamın kireç rengi bem beyaz,
    elinde kara bir bant
    hava çok sıcak
    sıcak ve karanlık.
    karanlık kollarımdan tuttuğu gibi kavradı
    kapıyı mı açtı
    duvardan mı geçtik iki büklüm
    serinlik alnıma vurdu.
    eğil daha daha
    ben sürünüyorum sahada,
    kalk yürü lan
    yürü adam gibi.
    adam odada kalmıştı duvarlarımın arasında, ve hala saymakta bir dir bir, ikidir iki; arada bummmmmmmmmmmmm dedi tabana babı zarifin.
    ben zarif bir meçhuldüm şimdi.

    edit: söykü dergisi için yazılmıştır.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük