söykü dergisi sayı 4 çamur

entry49 galeri video1
    14.
  1. (bkz: irtikap çiçeği)
    bölümler arasında aşırı derecede kopukluk var. Argo kelimeler çok fazla kullanılmış, okurken sıkıntı veriyor, sebep sonuç ilişkisi, yer mekan belli değil. Hikayenin amacı yok...Yine de okunabilir. Ellerine sağlık. Daha da güzel yazacağına eminim.

    (bkz: izi kalmamıştı bu kez attıklarımızın)
    hikaye başta sıksa da, ardından okunabilir hale geliyor, ancak imla hataları özellikle -de, -da ' nın ayrı yazılması hususunda eksikleri var yazarın. Hikayedeki cümleler basit, edebi yönden süslü olmayan cümleler ile, çok basit bir dil kullanılmış, sade olmaktan öte, konuyu anlatmaya odaklı. Daha da süslenebilirdi. Her şeye rağmen başarılı.

    (bkz: çamur Cafer)
    Akıcı bir hikaye. Kopukluk yok, sadece anasınıfına giden öğrencilerin konuşmaları, lisede okuyan öğrenciler gibi. Gerçekle alakası olmayan bir anasınıfı ortamı. Öncelikle anasınıflarında, tahta yoktur, öğrencilerin öğretmenle konuşurken ayağa kalkma zorunlulukları da yoktur. Yazarın çok da araştırma yapmadan konuyu anlatmış olması büyük bir eksiklik....Ancak keyifli bir hikaye, farklı bir anlatım.

    (bkz: lotus çiçeği)
    Çok sıkıcı bir hikaye. Okurken ne zaman bitecek diye düşünmeye başladım. Üslup, cümleler, benzetmeler çok güzel, ancak akıcılıktan, yer mekan kavramından ayrıca da okuyucuyu kendine çekme özelliklerinden yoksun.Keşke daha farklı kelimeler seçmiş olsaydı.

    (bkz: ezbere kadınlık)

    Akıcılık, üslup, benzetmeler,anlatış, içerik, temaya uygunluk ve harika bir anlatım. Okuyucuyu sıkmıyor, bir kalemde okunuyor yazılan hikaye. inandırıcılık, imla kurallarındaki dikkat, benzetmeler çok güzel. kesinlikle dergide bulunmayı haketmiş bir hikaye. Çok beğendim. :)

    (bkz: tlaloc a dokunmak)
    Okuyucu öncelikle bu hikayeyi anlayabilmek için, tlaloc u bilmeli. Bununla ilgili tek bir cümle yok. Kendim araştırmam gerekti, zira hikayeyi anlamlandırmakta çok güçlük çektim.
    Gelelim hikayenin üslubuna; aynı kelimeler çok fazla kullanılmış, çalakalem yüzeysel, keyifsiz geldi bana. Tlaloc azteklerde yağmur tanrısının adı imiş, ayrıca da hikayede mantık hatası var, okuyucu takılıyor. Yağmur tanrısı ile dans etmek dokunmak yeterince tuhafken, bir de aynı tuhaf durumu biri yaşarken, diğeri şahit olabiliyor. Kısacası gerçekten de ya ben bu hikayeyi anlamadım, ya da ciddi anlamda anlaşılmaz. Ama yazarın hayalgücüne diyecek yok, farklı bir kurgu.

    (bkz: zeynep ve tesadüfler)
    imla hataları çok göze batıyor. Konuşma aralarında imla eksikleri o kadar fazla ki, okuyucu anlamaya çalışmakla geçiriyor vaktini. Hikayedeki zaman gidiş gelişleri güzel, tek bir kelime ile geçmişe bağlanılıyor. Ancak imla çok etkisiz hale getirmiş hikayeyi. Üslup güzel, içerik imla sebebi ile çok eksik.

    (bkz: jeeway ottoman)
    çok detaylarla boğulmuş bir hikaye, yazarın çok dolu olması güzel ancak hepsini birde yüklemeye çalışmasını sıkıcı buldum. Anlatımında coğrafya kitabı okuyormuş hissine kapıldım, hikaye içerisinde asıl anlatılmak istenen tarihi bir olgu olsa da, yazarın kendinden birşeyler katmadığını düşünüyorum, hikaye yarım kalmış gibi, anlatılan olay yok... Ellerine sağlık, kesinlikle araştırılarak, bilgi katılarak yazılmış.

    (bkz: çamurdan sevgilim)

    çamuru her şekilde ele almış yazar, çamurun akla getirdikleri diye liste çıkarılsa sanırım bu kadar teferuatlı olmazdı. Akla gelmeyen yerlerden etkilemiş yazarı, başta müge ile başlayıp da çamurun felsefesine dalınca, mügeye ne oldu diyor insan, ama akla gelmemiş bir sonla okuyucuyu etkieyebiliyor. Tanım ve de hisleri sıkıcı bulsam da, farklı bir kalem, kesinlikle okunabilir bir hikaye. Hikayeden öte, sanki deneme...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük