önce kelimeler terketti
kocaman bir boşluğu
kapatır oldu dudaklarım
şimdi peltek bir yalnızlık
anlaşılır bir suskunluk tadıyor dilim
"bir kıyı kenti gibi yaşamak istiyordum
kıyıda bir kent gibi yaşamak düştü avuçlarıma
hep eksik yağdı yağmurlar
yüzümü ıslatmak gözyaşlarıma düştü
aksanı bozuk çiçek demetlerinden umduğum medet
ellerimden kora düştü"
ya bir devrik cümle gibi
yanlış anlaşılmaya müsait yaşadım
ya bir dipnot gibi hep
çizgi altında kaldı hayatım
"kanamalı yara olup sızdı içime gün
eksik kalmış düş ortalarına uyandırıldım
kalabalıkta yitik çocuk endişesiyle
arayışın tedirginliği, büyüttü gözlerimi"
kirpiklerimde bulutların en karası
değdirdim ve bir şimşeğin alazında
tutuştu dünya
yüreğimde intihar resimleri
bittim ve gittim
kibritçi kız’dan
ödünç alınmış masalın
son sayfası gibi
kapandı gözlerim
iNTiHAR RESiMLERi (1)
önce kelimeler terketti
silinmiş bir sözlüğün
yazısız yaprakları gibi
yazgısız açıldı günler
anlam boşluğunda
vurulmuş bir kartal gibi
kanat çırpamadan
düşüvermeler toprağa
böyle başladı
önce kelimeler terketti
güneş ay ve yıldızlar
konacak gökyüzü içimde
mevsimler dönenecek
yeryüzü bulamadığı için
acı
umuda yenilmişliğinden
umut
halsiz kalmışlığından gitti
aşk kendine yer bulamadığından
vuslat bulunamayan o yerde
gereksiz kaldığından...
o gitti
onlar gitti
en kalabalık kafileydin itiraf edeyim
sen?; gitti
gidişler bir esmer hüzündü
kurşuna çevirdi geceyi
tenimde şehrin lekeleriyle
bir mezar derinliğinde
ölümsüz suskunluklar bıraktı ardında
iNTiHAR RESiMLERi (2)
önce kelimeler terketti
böyle başladı susamak sözlere
göz çukurlarında
tuzlu su birikintisiyle uyuyup
sapanda gerili taşlar gibi
fırlayarak geceden
çölde uyanmalar böyle başladı
kilidine uymayan anahtar gibi
başlayan hayatımla
damarlarında duman olup
tüttüm şehirlerin
sessiz ve içten
sokuldum koynuna gecelerin
kimse yadırgamadı kabul görmeyişimi
ve kendimin izini sürüşüm
bir çıkmaz sokakta son buldu
karanlıkta parlayan
keskinliğe doğru uzanırken boynum
göğsümde pimi çekilmiş bir gece
kalakaldım ortasında hayatın öylece
iNTiHAR RESiMLERi (3)
önce kelimeler terketti
dilimin ardında mapus
kalmak istemeyen
böyle başladı göç mevsimi içimden
tel örgülerle dokuyup ipliğini zamanın
usul usul dizi dizi
kimi küskün kimi üzgün
bezgin terketti kimi
ardından senin için ey hayat
özenle kurduğum
bütün cümlelerim
tanımlarım yorumlarım
böyle başladı
hergün anlaşılmadan ölen
bir şairin yerine doğmanın
bildik sonucunu yaşamak
ve böyle başladı
gözbebeğimde döndürülen bıçakların
acısına banmak ekmeği
suskunluğun bir eylem oluşu
kayıt dışı kalışı sözlerimin zihinlerde
böyle başladı ağlayışı bulutların ve
öylesine bir sağanaktı ki
sıkılsa gömleğim
hüzün renginde sancıya kesmiş
yalnızlıklar sulardı toprağı
aldırma dedim ya
ki aldanmayasın
gözlerimi güzel gösteren
nakış gibi işlenmişliğidir acının
iNTiHAR RESiMLERi (4)
önce kelimeler terketti
böyle başladı
kesilmiş umutlardan
boşalan kanda boğulmalar
ve böyle başladı
ıssız çölde uçsuz yolculuklar
çünkü
aştığım her tepeye
öncesinde yazdığım
adımı bulamadım
fırtına sonrası
adımın bir rüzgarlık ömrü olduğunu
ve hiçbir zaman
suya dönüşmediğini kumun
burada öğrendim
arttı bilgeliğim artmasına da
öğrenemedim alınyazımı okumayı bir
bir de okumayı canıma
işte bu yüzden soluyorum şimdi
bir kadının sırtından ve
gözlerinden bir çocuğun tüten dumanı.
önce kelimeler terketti
önce kelimeler...
önce...
...