evrende açıklığa kavuşmamış olan pek çok şey vardır. aynı şekilde, varlığı ve yokluğu tartışılan ancak tartışmadan öteye gidilemeyecek şeyler de vardır.
bunun sebebi herkesin farklı bir bakış açısına sahip oluşudur. kimisi ruhun varlığını savunurken, kimisi de olmadığını savunur. lakin su götürmez bir şekilde bilinen gerçek şudur, insan istisnasız olarak varlığın tümünü ve ne şekilde varolduğunu nedenleriyle birlikte açıklayacak konumda değildir ve hiç olmayacaktır.
ateistlerin kabul etmediği fakat etmeleri gereken gerçek budur. bu durumda ateistlerin inançlı kimselere gösterdiği ''inandığınız şeylerin bilimsel ispatı yok, o halde kendileri de yok'' tavrı yanlıştır, çünkü dediğimiz gibi insan bilimsel olarak herşeyi açıklamaktan çok ama çok uzaktır, uçsuz bucaksız okyanuslardaki bir damla su gibidir, o kadar bile değildir. inanç ise, adı üzerinde inançtır, yani inanan kişi bunun ispatını yapmaya gerek duymaz çünkü inanır, ispatı yapılabilecek bir şey olsa zaten fiilin adı inanmak olmazdı. ateistlerin bu söyleminin saçmalığının sebebi budur.
kısacası burada bahsedilen iki farklı inançtır, biri kapasitesi dışında olan, varlığını ya da yokluğunu duyuları ile algılayamadığı şeylerin var olduğuna inanırken, diğeri yok olduğuna inanır. insan, kendi yarattığı ve sınırlarını kendisinin belirlediği bilimi kullanarak bu gibi şeylere cevap bulamayacağından, bu konu ''sen varlığını ispatla-sen yokluğunu ispatla'' çıkmazına girer. bu tartışmalar başından beri devam etmektedir ve her zaman da edecektir.
burada her insanın yapması gereken şey, insan olduğunu hatırlayarak ve insan olmanın birinci koşulunun başka insanlara saygı göstermek olduğunun bilincine vararak gerekeni yapmak, yani saygılı olmaktır. ne yazık ki ateistlerden de, inançlılardan da pek çok kişi(zaman zaman ben de) bunun bilincine varamamakta, karşı görüşü aşağılayıp küfretmektedir. halbuki bu ne kadar mantıksız ve salakça bir şeydir, çünkü bu mevzuların hiçbir zaman sonunun gelmeyeceği bilinmektedir ve insanlar bunu bilmelerine rağmen birbirlerine saygılı olup daha mutlu, daha faydalı bir dünya yaratacaklarına birbirlerinin sinirlerini bozmayı, birbirine düşman olmayı tercih etmektedirler.