Adamı çileden çıkartan bir rezilliktir. insanda ne iştah kalır ne de sinir. Önce servis elemanına sataşmak istersiniz; sonra da işin ucunda ekmeği vardır; sakinleşirsiniz. Yalnız tecrübeyle sabit bir şey vardır işin içinde:
Sesiniz ne kadar alçalıp, üslubunuz da ne kadar kibar olursa, servis elemanının ukalalığı ile tırmanan suratına çayı dökme arzunuz da o kadar depreşmiş olur.
Versiyon 1:
- Pardonnnn... bir bakar mısınız? Bu çay buz gibi... nasıl getirebiliyorsunuz bunu müşterinin önüne...
- Buz gibi mi... hemen gidiimmm değiştiriiim.
Versiyon 2:
- Pardonnnn... bir bakar mısınız? Bu çay buz gibi... nasıl getirebiliyorsunuz bunu müşterinin önüne...
- Servis çok yoğun da çaycı arkadaş erkenden doldurmuş bardağı... gidimmm değiştiriiiim...
versiyon 3:
- Pardonnnn... bir bakar mısınız? Bu çay buz gibi... nasıl getirebiliyorsunuz bunu müşterinin önüne...
- ...................(cevap yoktur. Şiddetle kapar bardağı afra tafra yapıp yenisini getirmek üzere gözden kaybolur)
versiyon 4:
- Pardonnnn... bir bakar mısınız? Bu çay buz gibi... nasıl getirebiliyorsunuz bunu müşterinin önüne...
- Getirdik işte görmemişizzzz? Hem kimse de şikayet etmedi...der ve alır bardağı ukalaca yenisini getirmek üzere içeri gider. ( Yani sorun sende. herkes paşa paşa gık çıkartmadan içiyor tek sivri senmisin? Mesajını yollayıp gitmiştir.)
versiyon 5:
- Şşşşş olm bi baksana lan... ne lan bu çayın hali. Sizin patron yok mu burada...Hindistan mı lan burası. nasıl servis bu nasıllll? değişin şu çayı adamın tepesini attırmayın.
- ŞşŞ EE e e eyyy... afedersiniz. Yanlışlık olmuş... kusura bakmayın. hemen yenisini getiriyoruz. özür dileriz.
deep not: mutlu sona ulaşmak için lisan sizin cebinizde.