son yıllarda üniversitelerde konuyla alakalı uzman kadrolar yetiştirilmesi için koruma varlıkları, restorasyon gibi bölümler açılsa da halen durum çok kötü.
daha kültür varlıkları envanteri bile tam çıkarılmamıştır. yani memleketin neresinde ne var ne yok bunların hangileri koruma altına alınmalı bilinmiyor. yapılan çalışmalarda örgütlenip yapılmadığı için şahsi çabaların ötesine geçemiyor.
eserlerin hayatta kalması için sadece restorasyon yeterli değil. eğer koruma tam olarak yerine getirilmezse değişen bir şey olmaz. bugün konya da selçuklu eserleri kirli havanın, trafiğin ve asit yağmurunun tehdidi altında.
ayrıca kendi ellerimizle verdiğimiz zararlar doğanın verdiklerinden daha fazla. hangi akla hizmet tramvay yolunu alaadin tepesinin etrafından geçirdiler anlamak mümkün değil. tramvayın oluşturduğu sarsıntı caminin temellerini sarsıp kaymasına yol açıyor. artık yıkıldıktan sonra yerine maketini koyup sergilerler.
müzelere ve müzeye dönüştürenler eserlere gün boyunca haddinden fazla ziyaretçi kabulü hepsinden daha çok zarar vermekte. ilber ortaylı yıllardır söylüyor günlük belirli sayıda ziyaretçi kabul edilmeli, giriş ücretleri yükseltilmeli diyor ama dinleyen yok. dünyanın bir çok sarayında böyledir. önceden bilet alırsınız, ziyarete gideceğiniz gün bellidir ve bilet fiyatı yüksektir. bu konuda daha ileri gidenlerde var . mesela taç mahal'in üstünden uçak geçmesi yasak. adamlar sadece ziyaretçilere karşı korumuyor.
istedikleri kadar restore etsinler, boyasınlar, badana etsinler koruma olarak bir şeyler yapmazlarsa dillere destan o taş işçiliğini ,camilerimizi, saraylarımızı çocuklarımıza ancak fotoğraflarla gösterebileceğiz.