hasan ali toptaş

entry129 galeri
    41.
  1. Bizse susuyorduk. Havada, belli belirsiz bir kahve kokusu. Aslında, bu koku olmasa, her şey dağa ilk çıkışımızdaki gibi. Gene, her yer sis. Dağ bile dağlığını tek başına yaşıyor neredeyse, görüp işiteni yok; kendi kendini onaylamak zorunda. Biz de sessizliğimizle gitgide ona benziyoruz sanki; şeyi şeyle tanımladığımız yıllardan kalan sözcükler dilimizin ucunda buruk birer tat şimdi. Belki de onlardan oluşmuş bir geçmişte yaşıyorduk biz; dağa çıkışımız, kaçış umudumuzu dağ sözcüğüyle süslemekten başka bir şey değildi. Her şeyi silip süpüren sisse, geleceğe sarkan düşlerimizin yanlış yorumlarından yaratılmış bir körlüktü. Biraz sonra uyandığımızda, her şeyin ortasında her şeyle alışveriş halinde bulacaktık kendimizi belki de. Bir sokakta yürüyor olacaktık sözgelimi; eczanelerle, afişlerle, kalın kalın sloganlarla, bankalarla, marketlerle ve biracılarla dolu bir sokakta.
    2 ...