ikisi arasında değişik meseleler geçtiğini okumuştum birkaç yerde.
deniyor ki; bu iki insan birgün bir yerde karşılaşır mı, buluşur mu neyse, ateşli bir tartışmaya girer. önce biri sesini yükseltir diğeri dinler sonra diğeri daha çok yükseltir o dinler vs. sonunda bir sessizlik olur ve said nursi ortamı terk eder. kendisine sorarlar falan nedir ne değildir, ellerimle gözlerimi kapatıp ortamdan ayrıldım çünkü mustafa kemal'in gözlerinde charm (tılsımlı bakış, etkileyici bakış, mustafa kemal'in keskin ve ikna edici bakışlarının altında büyüleyici bir etkisi olduğundan bahsediyor) vardı demiş.
sonra said nursi yine mustafa kemal hakkında deccal olabilir mi ne diyormuş.
meclis meselesini de zaten çoğunuz biliyorsunuzdur. mustafa kemal said nursi'den yararlanmak adına kendisini meclise çağırıyor, göreve ve maaşa bağlamayı teklif ediyor. said nursi de ilk günden meclisteki namaz kılmayanları gözlemleyip bir bildiri yayımlıyor dinsel bir bildiri. ve mecliste hemen namaza başlayanlar oluyor vs. meclis bu açıdan ikiye bölününce mustafa kemal seni ne için çağırdım sen şimdiden meclisi ikiye böldün gibi bir laf ediyormuş.
şimdiye kadar bu söylediklerimi merak üzerine said nursi taraftarlarının kaleminden okumuştum. mustafa kemal taraftarlarından bu konularla ilgili yazılmış olabilecek kaynakları ya ben beceriksizliğimden ötürü bulamadım ya da kaynak yok. ama böyle mevzular varmış işte yazdıklarına göre.
