buz mavisi kot pantolonumu giydim diyorsun, üzerime senin en sevdiğin beyaz tişörtümü giydim. saçlarımı düzleştirdim diyorsun. beyaz bir toka taktım diyorsun. beyaz spor ayakkabılarımı giydim, şu yere gitti bu arkadaşlarımla beraberdim diyorsun.
ben ise bunların hiçbirini göremiyorum. zihnimde canlandırmaktan, hayal etmekten başka bir şey de gelmiyor elimden. seni hayal ettikçe üzülüyorum, üzüldükçe seni de üzüyorum, ağlatıyorum. duygusuz biri gibi davranıyorum. o güzel beyaz tokanı göremedikçe ben hırçınlaşıyorum. ama bilmiyorsun. biliyorsun ki sokaktan geçen herhangi biri seni görüyor, o beyaz tokanı doya doya izliyor, çok sevdiğim beyaz tişörtünü sokaktaki bir başkası beğeniyor. ben sadece hayal ediyorum. sonra birikiyor bu beyaz toka, beyaz tişört içimde. dümdüz ve harika saçların düğümlüyor içimdeki her şeyi. ben sadece hırçınlaşıyorum.
kırmızı oje sürdüm diyorsun güzel parmaklarına. ben o elleri tutamıyorum, görmüyorum. hayal ediyorum yine; yine hırçınlaşıyorum. seni de üzüyorum, ağlatıyorum. boktan bir akbil bile ellerine değebiliyor, ben sadece hayal ediyorum.
ne leyla oluyorsun ne ben mecnun oluyorum sonra. kederli bir akşam durgun bir şekilde iki ahize arasına sığıyor bütün ilişkimiz. ben yine hırçınlaşıyorum. hep sonradan geliyor aklım başıma. seni sevmeyi bile hayal ediyorum anca.
hayalde de olsa kırmızı ojeli parmaklarını tutuyorum, düz saçlarını okşuyorum, beyaz tişört içinde seni doya doya izliyorum. hayalde de olsa ben seni seviyorum.