Gündeme çoğu zaman evlilikleri, ilişkileri gibi medyatik olaylarla gelen, dedikodu malzemesi olan hanım kızımız. izmir'in içinden çıkmadır. Hatta Hayrettin Duran Lisesi mezunudur. Bu önemli değil şimdi aslında. Zaman zaman abuk çıkışlarının hepimiz farkındayız ve çoğumuz da dalgamızı geçeriz ya da rahatsız oluruz. Ama bazı durumlarda da yiğidi öldürüp hakkını yememek gerekir. Kendisi twitter'da havalimanına giderken Zeytinburnu'ndaki korsan gösterinin fotoğraflarını paylaşıp "bütün otobüs durakları tuz buz olmuş. Taşlı sopalı bir grup taksim'e doğru harekette. Nevruz kutlamaları böyle mi olur?" diye yazınca Taraf gazetesinden Kurtuluş Tayiz "işte ülkenin batısının Kürt sokağına gösterdiği ortak tepki" diye kendisine laf sokmuş. Şimdi hakkını yemememiz gereken durum tam da burada başlıyor. Sanatçıların çoğunun bir şehit haberine tepki verdiğini görmeyiz. istanbul'da araçlar yakılır, bombalar patlar ama elit sanatçılarımız suya sabuna dokunmamak adına çıtlarını çıkarmazlar. Tuba Ünsal Kurtuluş Tayiz'in laf sokmasının altında sinmeyerek "Yıllar önce ekranda kürtçe şarkı söyledim diye Kürt propagandası yapmakla suçlanmıştım, şimdi ise soruna dışarıdan bakan batılı kız oldum. Ben hayatımın 4,5 yılını Suriye - Şanlıurfa hattında geçirdim babamdan dolayı. Orada öğrendik Türk kimliği altında bir olmayı. Demokrasi sorununu sadece kürtler üzerinden algılamak da sorunun kendisini açıklamakta yetersiz kalmakta, tam tersine sorunu büyütmektedir. Kürt sorununun modası kaçtı, yeni bir sorun bulmalıyım." şeklinde karşı taaruzda bulunmuş. "Demokrasi sorununu sadece kürtler üzerinden algılamak da sorunun kendisini açıklamakta yetersiz kalmakta" demesi bile aslında alışılagelmiş sanatçı kesmimizin dışında olaya bakışını göstermekte, üstelik sanki bunu söylemek çok garip gibi ama bir sanatçının kendi ülkesinin menfaatlerini koruması açısından da takdir edilesi. Gülben Ergen'in cep telefonu mesajına yorum üstüne yorum getiren sanatçılarımızın, gazetecilerimizin bakalım kaç tanesi Cizre'de öldürülen polis memuru için üzüntülerini bildirecek. Kurtuluş Tayiz ve Taraf gazetesi bunu demokrasi aramak adına verilen bir kayıp olarak mı görüyorlar. Kürtlerin Nevruz'u kutlamak demokratik hakları da arabasını evin önüne bırakıp da sabaha yakılmamış olarak görmek isteyen vatandaşın ki nedir? Durakta otobüs beklemek isteyen, o otobüste yakılmadan dersaneden evine dönmek isteyen genç kızın isteği nedir? Pazar günü linç edilmek istenen iki gösterici sivil polislerce güçlükle kurtarıldı vatandaşın elinden. Ama bir gün bu olacak, kurtulamayacaklar. O zaman var gücüyle bu ülkede yaşayan türkler ve kürtler arasında bir iç savaşın başladığını göreceğiz belki de. Demokrasi havariliği ardına saklanarak büyük çoğunluğu Türklerden oluşan ülkemizde aleni olarak Kürt faşistliği, kürt ırkçılığı yapanların amaçları o zaman yerine gelecek. Bir gazeteci bile ufacık bir eleştiriye katlanamıyor ve anında lafı yapıştıyor sosyetik, medyatik Tuba Ünsal'a... Senin bakışın farklı olabilir ama benim bakışım bu kardeşim. Dişimden tırnağımdan ayırarak, boğazımdan keserek aldığım arabayı yakıyorsun, dükkanımın camlarını kırıyorsun. Sokarım senin demokrasi davana. Sade vatandaşın canına ve malına kast ederek demokrasi arandığı nerede görülmüş. Burada aleni olarak canlar yansın, kanlar aksın isteniyor. Öyle olsun ki güneydoğu daha da karışsın, çünkü oranın ağaları o puslu havalarda daha rahat hareket edecekler. Ülkenin batısı böyle düşünüyor evet. Ülkenin doğusu kendi kurultayına Kuzey Irak bayrağını sokar ama Türk bayrağını sokmaz, istiklal marşını okumazken batının bu algısı çok mu şaşılası.
Tuba Ünsal'ın bu çıkışı nasıl oldu bilmiyorum. Böylesi bir tepkiyi çok farklı isimlerden beklerdim. Ama madem bu cesareti o göstermiş kendisine tebriklerimi sunuyorum. Bu gruplara "ne oluyoruz" bile diyebilmek cesaret gerektiriyor artık günümüzde. Kendi ülkemizi kırıp dökerlerken, yakarken, polisimize silah çekip öldürürlerken sesimizi çıkarmamız yasak, demokrasi ayıbı.