tarih: 24 nisan 2010*
yer: istanbul amerikan konsolosluğu
saat: 9.30 civarları
konsolosluk görevlisi ile wat yapabilmek için görüşme yapıyorum, ilk yaşımı soruyor. ben afallıyorum, şimdiye kadar okuduğum diyaloglarda, çıkabilecek sorularda bu yok. neyse cevaplıyorum, bu sefer amerikaya niye gitmek istiyosun diye soruyor ki normal sorulardan biri, ama ben bi kere afallamışım, kem küm etmeye başlıyorum, arkadaşlarım gittiler ben gitmedim vs vs. ben seni soruyorum, arkadaşlarını diyor, niye şimdi, diyor ses de diafondan kesik kesik geliyor zaten. ben de sinirleniyorum, biraz yüksek sesle, canım şimdi gitmek istedi diyorum, içimden de siki tuttuk, kesin yollamıycak bu diyorum. öğrenim belgelerime bakarak sinirli bi şekilde "liseden sonra sen naptın" diye soruyo, asabiyetine anlam veremiyorum, makina mühendisliğinden mezun oldum, şimdi de yüksek lisans yapıyorum diyorum, o zaman ablamın yüzüne bi nur düşüyo, klasik sorulara giriyo ben bi oh çekiyorum. ortalamasıydı, nereye gidip ne yapacağımdı falan filan derken bi bakıyorum, güzel ablam vizen onaylandı git gerekli işlemleri yap diyor.
işte ben liseden sonraki hayatımda bunları yaşamışım.