Simge dünyası çok geniş olan şiir türleridir. Nitekim bu şiirlerde çıplaklık, cinsel ilişki, tensel etkileşim gibi temalar açıkça anlatılmaz. Her ayrıntı bir simgedir ve bu simgeler çözüldüğünde yeni baştan okununca mükemmel bir şiir tadı alınır. Tabii ki bu durum şairin kalemine göre de değişir. Fikrime göre beşinci şiir türü olarak gösterilebilir.
Erotizmin şiirlerde yer alması ise şiirin kendisi kadar eskidir. Elbette ki eski çağ insanları yazdıkları şiirlerde gayet doğal olarak cinselliği de yansıtacaktır. Bunun bizdeki eski örneğine Karacaoğlan'ı verebiliriz. Karacaoğlan'ın belli bir kişilik olarak öne çıkması bir yana birçok halk manisinde, hikayesinde kültürel normlar sonucu doğan bastırılmış cinsellik kendini şiirlerde dışarı vuracaktır ki bunlar erotik şiir değil erotizm barındıran şiirler denilebilecek niteliktedir.
Buradan hareketle diyebiliriz ki erotik şiirin ayrı bir şiir türü sayılması daha çok günümüz dünyası çağdaş edebiyatıyla ilgilidir ve bunun bir "tür" olarak ortaya çıkışı daha yeni olduğu için parmakla sayılabilecek kadar erotik şiir şairi vardır. Bizdeki başlıca temsilcisi ise Cemal Süreya'dır.