din kitlelerin afyonudur

entry266 galeri
    39.
  1. aforizma marx'a atıf olarak kullanılır. ama marx'tan önce bauer tarafından kullanılmıştır. bauer'in ''marx'' kadar ön planda olmaması neticesinde marx'a ithaf edilen düşünçedir. marx'ın düşünce diyalektiği içerisinde sadece bir söz öbeğini alarak kullanmak marxizm literaütürünü parcalamaktır. marx bundan önce dini '' kalpsiz dünyanın kalpi''olarak ifade eder. arkasından ''din,kitlelerin afyonudur'' der. ve bunu 1843 senesinde söylemektedir. marx din üzerine kapitalizm açıklamasının altında, hırıstiyan dünyasının uzun zaman boyunca burjuva ve klise işbirliği ile kitleler üzerindeki etkisini göz önüne alarak kurmuştur.
    burjuvazi, ilk ortaya çıktığı dönemde kliseye dayanan derebeyliği ortadan kaldırabilmek için kliseyle uzlaşması gerekmekteydi. derebeyliğin güç olarak nüfuz ettiği her alanı birer birer dolduran burjuvazi, aynı etkiyi klise üzerinde de yapmıştır. burjuvazi ile klise arasındaki ilişki kaçınılmazdı. burjuvazi kendi gücünü klise aracılığıyla kitleler üzerinde meşrulaştırmış, zamanı geldiğinde kendi yapılanmasının dağılmasına karşı tampon olarak kullanmıştır. sınıflar arası mucadele alanı olarak görebileceğimiz avrupa tarihi için marx'ın aforizması gerceklik göstermekte fakat eksik kalmakta. şöyle ki din, sadece tek merkezden yönetilebilecek etki altında tutulabilecek bir alan değildir. bunun düşünce alanındaki eksikliğini kendisi de farketmiştir. 1845 de yayınlanan ''feurbach ''üzerine tezlerde marx, feurbach'i, ''sosyal ve tarihsel bir olgu olarak ahlaki hukuki, siyasi düşünceyle birlikte düşünülmesi gereken bir ''ideoloji'' türü olarak ele almadığı için eleştirdi.'' marx zaten bundan sonra din konusunu ele almadı.
    marxtan sonra konuya değinen engels marxizm'in dine bakışını daha da temellendirdi.engels'e göre inançlar, bir sınıfın çıkarını diğer sınıfların aleyhine savunmak için takılan bir maskeydi. dinin her dönem, kitleler tarafından ezen sınıfa karşı sığınılacak bir liman olduğunu, kitlelerin din kisvesi altında ezen sınıflara karşı çıktığını belirtir.
    ılk çağın felsefesini din olarak düşünülmesini ortaya koyar engels. bu anlamda; dinler genelde baskıcı, ezen uluslara karşı halkaları farklı ve geniş sosyal tabanlı daha özgürlükçü bir toplum modeline hazırlayan düşünçeler olarak görür. barbar roma imparotorluğuna karşı isa ve havarileri halk tabanlı, daha sosyal bir yapının modelini dayatmışlardır. ne zamanki din merkezi, yapılanmaların gücüne teslim olursa bu zaman din içerisindeki farklı mezhepler ortaya çıkarak, guc hegomanyasını etkizleştirmeye, dinin kendi ürettiği toplum modelini kurmaya çalışır.
    marxizm genelde sınıflar savası üzerinden baktığı dine; klise ve burjuvazi arasındaki ilişkileri zemin alarak incelemiştir.
    2 ...