her sey yolunda olduğunu zannettığınız bir gunde tanısırsınız aslında onla..önce nefes alamaz,sonra elleri titrer ve gider..
olmek değildir bu..susmak ise hıc değildir olsa olsa doğmaktır.doğar o..belkı gozunu kapatır,belkı gozlerı sıze bakar son dev(i)rimınde,belkı ellerınızde doğar..ama doğar ınatla doğar..bağıramaz içindeki ateşi..
onun yerıne sen bağırırsın,sen susarsın ama o ateş hep kalır orda..
sonra içinizden sunlar geçer:
'bir gunde öldün
bir gün daha kalsaydın'
var(dı)(olmustu)ama yok.var(olmayacak)...
artık bunla yasamaya başlarsınız,doğduğunu bilerek yaşamaya başlarsınız.Bır kelıme(hayat) sızı yaşatmaya çalısır.içiniz acır,çevrenizdeki oyunların boşluğunu anlarsınız..Ruyalarda sevişirsiniz onla.sevişmek ne kelıme,oyunlar oynarsınız,hatta dayak bile yersınız..ne 'guzeldir' bilirmisiniz o tokat?..
ve susmak
susmak,bağıramamak..boğaz tellerin koparcasına bağırmak ama duyduramamak.kulakların sağır olması bu olsa gerek..sonra yıne susmak yıne susmak yıne yıne yıne..ama o ates hep ordadır..o ates ordadır..
'bir günde doğdun
ama yınede bir gun daha kalsaydın'...**