40 yıl sonra tutan beddua

entry1 galeri
    1.
  1. edilen bir bedduanın tam 40 yıl sonra gerçekleştiği bir örneği Milli Şef ismet inönü' nün başına gelen bir bedduanın anlatıldığı prof.dr.osman özsoy 'un makalesinin konusu olan ifadedir.

    Siz edilen bir bedduanın tam 40 yıl sonra gerçekleştiği bir örneğe denk geldiniz mi? Hem de Milli Şef ismet inönü'ye... Bakın nasıl?

    Siz edilen bir bedduanın tam 40 yıl sonra gerçekleştiği bir örneğe denk geldiniz mi?

    Hem de kime?

    Milli Şef ismet inönü'ye...

    CHP'nin son günlerde Meclis'te sergilediği hırçın tutum ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin dünkü grup toplantısında Başbakan Erdoğan'a yönelik sarf ettiği edep sınırlarını zorlayan kaba ifadelerle dolu konuşması, geçtiğimiz ay okuduğum ve Boğaziçi Köprüsü'nün açılış yıldönümü olan 29 Ekim tarihinde okuyucularımızla paylaşırım diye bir kenara not ettiğim tarihi bir anekdotu daha fazla bekletmeden bugün sizlerle paylaşmam gerektiğini gösterdi.

    Yakın tarihte okuduğum anekdotun beni cezbeden yanı, tam 30 sene evvel bizzat dinlediğim bir başka olayla birebir örtüşmesi oldu. Önce onu bir anlatayım.

    istanbul Kadıköy'de lise son sınıfta okurken, bir grup arkadaşla birlikte 1982 yılı Haziran ayında Heybeliada'ya gezmeye gitmiştik. Arkadaşlardan birisi bir ara, benim burada yaşlı bir akrabam da var, gelmişken isterseniz onu da bir ziyaret edelim, hem biraz soluklanmış olur, hem de ilginizi çekecek çok güzel tarihi hasbihaller dinlersiniz dedi.

    Merak bu ya, gittik...

    Meğer yanına gittiğimiz zat, soyadını kendisine bizzat Atatürk'ün verdiği, Türkiye'de ilk kağıt fabrikasını kuran Mehmet Ali Kağıtçı imiş. Yanından ayrılırken bizlere, Kağıtçılığımız adındaki kitabını da imzalayarak takdim etti.

    1930'lu yıllarda genç ve idealist mühendis Mehmed Ali ; "Bu toprağın emeğinin yanına bu toprağın kağıdını koymak gerek, Yaşamak için ekmek ne ise, düşünmek için kağıt odur. ikisinde topraklarında yetiştirmeyen milletler, eksikli olurlar" diyordu.

    1927 yılında Grenoble Üniversitesi, Fransız Kağıt Mühendisliği Okulu'nu bitiren Mehmet Ali Kağıtçı, "Bu toprağın emeğinin yanına bu toprağın kağıdını koymak gerek, Yaşamak için ekmek ne ise, düşünmek için kağıt odur. ikisinde topraklarında yetiştirmeyen milletler, eksikli olurlar" idealiyle, Türkiye'nin bir kağıt fabrikasına kavuşması için hazırlıklara koyulur ve 6-7 sene ciddi bir emek verir.

    izmit'te kurmak istediği kağıt fabrikasını Atatürk tüm içtenliğiyle desteklemesine rağmen, Başbakan ismet inönü ve Kılıç Ali'nin nasıl kösteklediğini, Celal Bayar'ın ise projenin hayata geçirilmesi konusunda verdiği samimi desteği o gün bize uzun uzun anlattı. Atatürk ilk Türk yapımı kâğıdı eline aldığında "işte idealist adam, büyük adam buna derler" sözleriyle Mehmet Ali Kağıtçı'yı kutlar. Mehmet Ali Kağıtçı'yı bizim kendisini ziyaretimizden 3-4 ay sonra da vefat etti.

    Kemal Kılıçdaroğlu'nu ne zaman herşeye muhalif tarzda kürsüde konuşma yaparken görsem, hep yukarıdaki örnek gelir aklıma. Fakat son okuduğum tarihi anekdot hepsini bastırdı. Hikayenin özü ve ülke için hayırlı işi engelleyici siyasi figür yine aynı ama, bu defa yapılması planlanan hizmet ve bu hizmeti hayata geçirmeyi düşünen kişi farklı...

    Boğaz Köprüsü Atatürk döneminde yapılacaktı...

    Cumhuriyet tarihinin en büyük değerlerinden biri de Nuri Demirağ'dır. Ülkemizin hava, demir ve karayolu yatırımlarında büyük hizmetleri geçmiş vatanperper bir işadamıdır. Soyadından da anlaşılabileceği gibi, kendisine Demirağ soyadını Atatürk vermiştir.

    Nuri Demirağ, o günün koşullarında medeniyetin nimetlerinden nasıl istifade edebiliriz düşüncesiyle Batı ülkelerinde sürekli incelemelerde bulunur. Gezdiği yerlerde en çok dikkatini çeken şeylerden birisi, her su kanalının, boğazın, nehrin üzerinde en az bir iki köprünün olmasıdır. Dünya şehri istanbul'un bir tek köprüsü olmaması onu üzer ve 1931 yılında çalışmalara başlar.

    Nihayet Amerika'nın San Francisco şehrindeki Golden Gate Köprüsü'nü yapanlarla anlaşır. Ahırkapı ile Salacak arasında 8 ayağı karada, 10 ayağı denizde ve 960 metresi karada, bin 600 metresi denizde olmak üzere 2 bin 560 metre uzunluğunda, 20 metre 73 santimetre genişliğinde, deniz seviyesinden 53 metre 34 santimetre yükseklikte, 701 metresi asma, üst tarafı demir köprünün projesi tamamlanır.

    Demirağ, tüm hazırlıkları bitmiş olan projeleri 1933'te Atatürk'le paylaşır. Atatürk çok beğenir ve"Aferin Nuri'ye" der. Daha sonra da projeleri hükümete havale eder. Bir dönem istiklâl Mahkemeleri Başkanlığı da yapmış olan Ali Çetinkaya dönemin Bayındırlık Bakanıdır. Kendisi, Demirağ'ın yapmak istediği bir çok hayırlı teşebbüste karşısına hep dikilmiş kişidir.

    Nitekim önüne gelen projeyi, herşeyi bilen edasıyla kestirip atar:"Olmaz bu iş..."

    Nuri Demirağ, Boğaz'a köprü projesine Ali Çetinkaya'yı şiddetli muhalefet ettiren ismin Başbakan inönü olduğunu da haber alır. Kaldı ki, Atatürk'ün destek verdiği bir projeye Kılıç Ali'nin tek başına takoz koyması da mümkün değildir.

    Onları rahatsız eden genel durum, ülkemiz siyasetinin de kangren konularından biridir."Nuri'nin yıldızı parlar, bir gün yükselir de yerimize geçer" endişesinden dolayı içleri rahat değildir. Çünkü Demirağ halk tarafından çok sevilen bir kişidir.

    Vasiyetim: Bu köprüden inönü ve Ali Çetinkaya geçemez..."

    Demirağ ayrılırken;"Birgün bu iş zaten olacaktır. istanbul buna muhtaçtır. Ben yapamazsam, evladıma bırakırım, o benim adıma yapar. Vasiyet edeceğim... Gelecekte inşa edilecek köprünün üzerine, "Bu köprüden inönü de, Çetinkaya da geçemez' diye levha asın" der.

    Nuri Demirağ 13 Kasım 1957'de vefat eder. Fakat 1933'te sarf ettiği yukarıdaki sözlerinin üzerinden 40 yıl geçtiğinde 29 Ekim 1973'te Boğaziçi Köprüsü açılır. ismet inönü o günlerde hastadır. Nitekim ömründe bir defa bu güzelim köprüden geçmeye fırsat bulamadan 25 Aralık 1973'te vefat eder. Köprüden geçmek daha önce ölen Ali Çetinkaya'ya da nasip olmaz.

    CHP Meclis'te ne zaman karmaşa çıkarsa ve hangi konuyu Anayasa Mahkemesi'ne, Ali Çetinkaya'ların siyasi varislerinin aynı yolun yolcusu olduğunu düşünürüm. Ardından da Başbakan Erdoğan'ın sözleri çalınır kulağıma,"Madem bu hizmetlere bu kadar karşı çıkıyorsunuz, öyleyse neden kullanıyorsunuz?"

    http://www.haber7.com/hab...si-40-yil-sonra-tuttu.php
    Prof. Dr. Osman Özsoy - Haber 7
    http://www.osmanozsoy.com.tr
    http://www.twitter.com/ozsoyyazilar
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük