bircok kisinin dillerinden dusurmedigi bir cumledir ve muslumanlarca allah tarafindan gonderildigine inanilan kuran'da gecmekte olan bu cumle her zaman ve her kosulda islamiyetin guzelliklerine ornek olarak gosterilmektedir. ancak burada unutulan bir nokta vardir. kuran iki asamada yazilmistir. hicret oncesi ve hicret sonrasi diye ikiye ayirabilecegimiz bu asamalarda birbiri ile neredeyse tamamen farkli ozelliklere sahip iki kitap yazilmistir dersek yanlis olmaz.
mekke'de islamiyetin ve muhammed'in kabul gormemesi sebebi ile gucsuz olan ve hatta baski altinda tutulan muslumanlarin, kendilerine inanmayan insanlara karsi uygulayabilecek bir yaptirim gucune sahip olmamalari neticesinde uzlasmaci bir yaklasim izleme zorunlulugu dogmustur. kuran'in bu ilk bolumunde dostluktan, kardeslikten ve hosgoruden bahseden bircok ayete rastlanmasi mumkundur. kisaca, islamiyetin ne kadar hosgoru sahibi oldugunu soyleyip taraftar toplama yoluna gidilmistir. fakat bu yaklasim bir ise yaramamis ve muslumanlar canlarindan olma asamasina geldiklerinde mekke'den kacmislardir.
ancak hicret sonrasi islamiyetin ve muslumanlarin yavas yavas guclenmesi ve taraftar toplamasi neticesinde artik hosgoru icerikli ayetler degil, islami kabul etmeyenlere karsi ne tur yaptirimlarin uygulanacagi kuran'da yer etmeye baslamistir.
mekke'ye gore daha fakir olan medine'de insanlari orgutlemek daha kolay olmustur. cunku fakirlik icinde yuzen insanlara din adina cikilacak savaslarda alacaklari ganimetlerin anlatilmasi bu amacsiz insanlari orgutlemek icin yetmistir. kisaca, bu insanlari islamiyete inandirmak olmasa bile islamiyet adina savasa cikarmak zor olmamistir. ilk baslarda para kazanmak icin islamiyeti secenlere daha sonra oldurulmemek icin islamiyeti secenler eklenmistir. sonuc olarak iyice guclenen muslumanlarin ve onlarin basindaki kisinin hosgoru ile bir isi kalmamistir.
hosgoru ile ilgili satirlarin yazildigi mekke'ye donulup buradaki "musriklerin" bir bir kesilmesi buna en guzel ornektir.
gunumuze geldigimizde de soyleyecek bircok sey var aslinda. islami kurallar ile yonetilen ulkelere bakmak bazi gercekleri gormek icin yeterlidir. musluman olmayanlara karsi bir cifte standart uygulandigi ve ikinci sinif insan muamelesi yapildigi, musluman olup da ibadet etmeyenlerin cezalandirildigi ortadadir. simdi cikip bana hosgoru falan demeyin cunku yalan.
turkiye'de ise muslumanliktan ziyade yasalar ile belirlenmis kurallar neticesinde insanlar dinlerini veya dinsizliklerini rahatlikla yasiyorlar. ancak buna ragmen, yani kisilerin inanc ozgurlukleri yasalarla korunma altina alinmis olmasina ragmen bircok tatsiz olay yasandigini da unutmamak gerekir. yoksa bu guzelligin yani inanc ozgurlugunun islamiyet ile alakasi falan yoktur. musriklere veya musluman olmayanlara ne yapilmasi gerektigi ozellikle tevbe suresinde tum ayrintilari ile mevcuttur. yani islam hosgoru dini falan degildir.
ozetle, eger bir hosgoru varsa bu islamiyet ile degil, sahislarin gosterdigi hosgoru ile alakalidir.