adem ile havva

entry113 galeri video2
    49.
  1. Temelini erkeğin doğayla olan savaşı gerçeğinden alan mit.

    Erkek akıl her zaman doğadan korkagelmiştir; çünkü doğa ölüm demektir. Erkek doğaya kafa tuttuğu, ondan üstün olduğunu ispatladığı sürece hayatta kalabileceğini ve ölümsüzlüğe ulaşabileceğini düşünür. Doğanın toplumdaki izdüşümü kadındır; çünkü gerçek yaratıcı ve yok edici kadındır. Aslında tanrı kadındır. Kadın içinde yeni bir insan yaratır, ya da istemezse öldürür onu. Doğayla ilgili tapınılanlar hep kadın tanrıçalardır ve iri kalçalı ve iri memelidirler. Doğayı, bereketi, doğuşu, tarımı ve üretimin gücünü temsil ederler.


    Tarım toplumunun oluşumuyla birlikte erkek mülkiyeti ortaya çıkardı. Mülkiyet miras demektir ve üremeyi, dolayısıyla kadın cinselliğini baskı altına almayı gerektirir. Kadın cinselliğinin baskı altına alınmasıyla birlikte, kadın ehlileştirildi, evcilleştirildi. Eve tıkıldı. Erkek, kadın üstünde bir iktidar, kontrol mekanizması kurmaya çalışır her zaman; bu onu evcilleştirmek içindir. Bunu yapamazsa sahip olduklarını kaybedeceğini düşünür, aynı zamanda kadın da onun için mülkiyetin ta kendisidir çünkü. O bir araçtır, onun sayesinde "soy"unu devam ettirebilir.


    Erkeğin gözünden:

    Kadın --> doğa --> ölüm --> ölüm korkusu ve misojini

    Kadın --> Cinsellik --> Üreme --> Mülkiyet ve Miras


    Erkek doğaya karşı savaş verdi her zaman. Bütün icatlar hep doğaya kafa tutar: Uçak, gemi, ateşli silahlar, otomobil, elektronik...Bunların hiçbiri olmasaydı insanlık yok mu olacaktı? Yoo...

    işin en can alıcı kısmı ise şudur: Erkek hiçbir zaman bir kadının içinden çıktığı gerçeğini gururuna yediremez! Bu yüzden bu miti uydurmuştur! Bu da şunu demek için: " Bizi siz doğuruyorsunuz ama, sizi de biz yarattık." işin acı tarafı gerçekte bütün erkekler bunun bir saçmalık olduğunu bilir, içgüdüsel olarak. Çünkü içinde canlı büyüten bir canlı nasıl olur da doğurduğu canlıdan yaratılmış olabilir???...

    en zoru ve en önemlisi kadınları bu yalana inandırabilmektir. Erkek böyle bir yalanı, bireysel olarak kimseye inandıramaz. kitleleri hipnotize edebilmek için bunu örgütlü ve kurumsal olarak gerçekleştirmek zorunda olduğunu bilir.
    Kadınların bu yalana inanmasını ve içselleştirmesini sağlamak için bu mit dinsel inançların içine bir güzel yedirilir ve böylece kurumsallaştırılarak kadınlara doğuştan eksik oldukları düşüncesi bilinçdışına işlenir.

    Kadının, gözlerini açmasıyla birlikte büyüdüğü ailesi ona bu düşüncenin tohumlarını eker ve koskoca bir yalan yüzyıllarca kendini yeniden üretmeye devam eder.

    Kaynak Kitap tavsiyeleri:

    http://www.idefix.com/kit...?sid=OUE4698W4K6KGYVPGLNX

    http://www.idefix.com/Kit...?sid=T68EH98HMK8KGYNIIJE8
    0 ...