ıslak sokaklarda su sıçratan arabalar köşelerde kayboluyorlardı. soğuk esen rüzgardan korunmak için montumun yakalarını kaldırıp başımı omuzlarımın arasına gömdüm. saçlarına düşen damlalarla daha bir güzelleşen insanlar çatık kaşlarıyla hızlı adımlarla yürüyorlardı. fazla değil üç bira içmiştim. üç bira yağmurlu günleri çekilir yapar. ıslak sokaklar daha güzeldir üç birayla. ıslak saçları yanaklarına yapışmış kırmızı pardesülü bir kadın hem yürüyor hem ağlıyordu. gözyaşları yağmurun ardına saklanıyordu ya, bir ben anladım ağladığını. üç bira farkındalığı geliştiştirirmiş yeni öğrendim. yağmurun ıslattığı sarı saçları altın gibi parlıyordu. peşine takıldım.yağmur var gücüyle yağıyor, sokaklardaki insanlar saçak altlarına kaçışıyorlardı. kaldırımda bir ben bir de o yürüyor saçak altlarındaki insanlar film izler gibi bizi izliyorlardı. durdu kadın. ben de durdum. yağmur damlaları iğne gibi saplanıyoru beynime. kadın dönüp yeşil gözleriyle bana baktı, düşen yağmur damlalarının ardındaki yeşil gözlerinde ceylanlar otluyordu. ıslak yüzüme sert bir tokat attı. saçak altlarında alkış koptu. sonra sarıldı bana. özür diledi, koşarak bir köşede kayboldu. kalabalığa dönüp selam verdim. ne zaman yağmur yağsa bir kadın tokat atar bana ve sarılır sonra. yağmurlu havalar üç birayla güzeldir...