kaplumbağalar hakkındaki düşünceleri değiştiren eylemdir. o küçücük şeyin ne kadar hızlı ve azimli olduğunu görürsünüz. kafanızı başka bir yere çevirdiğinizde yok olduğunu görüp telaşa kapılırsınız. kafasını olabildiğince uzatarak yastıklara falan tırmanmaya çalışır. çok da oburdurlar özellikle günün belirli saatlerinde yem veriyorsanız sizi gördüğü an anlar ve çıldırır, olduğu yerden size doğru tırmanmaya başlar. nerde bir kuytu köşe bulsa hemen girip uyuklamaya başlar. ama bakımı öyle kolay değildir. bir hasta oldu mu bu küçücük şeye ne kadar bağlandığınıza inanamazsınız. çok kolay mikrop kapar özellikle gözleri bir mikrop kaptı mı kör olur ve bi süre sonra solunum yollarına bulaşır. artık kaplumbağanız kördür ve burnundan nefes alamamaktadır. koklayamadığı ve göremediği için yem de yiyemez. o oburluğundan şişmanlaşmış, kollarını bacaklarını içine sokarken yanlarından etler fışkıran hayvan bir süre sonra bir deri bir kabuk kalır. o nefes almak için ağzını her açtığında içiniz cız eder. kendinin bir kaç katı fiyatındaki ilaçlardan alırsınız ama hiçbiri fayda etmez. dediğim gibi bir hasta oldu mu ne yapsanız boş. o yüzden hijyenine çok dikkat etmeli, elleyip durmamak ve yerlerde falan dolaştırmamak gerekir. et ve türevlerinden, yeşilliklerden vermek bağırsaklarını bozar tabi su kaplumbağasıysa. sadece yeminden vermek en iyisidir.
hayvanla hiç ilgilenmeden bu hiçbir şeyi sallamıyor yahu demek doğru değildir. o küçücük şey sizin bakımınıza muhtaçtır. *