söykü dergisi sayı 3 daktilo

entry61 galeri video1
    29.
  1. - gerçeğin pespayeliği;

    okurun hikayeyi okumaya başladığı anki psikolojisinin çok değişik olduğunu ve yazarın özellikle giriş bölümüne çok dikkat etmesi gerektiğini sürekli vurguluyorum. bu hikayede çok bariz bir örnek olması nedeniyle bir kez daha vurgulama gereği hissettim.

    " bazen sana özeniyorum, biliyor musun baba? oturduğun yerden izliyorsun herşeyi sakin sakin... dışarıda savaş çıksa umrunda olmayacak. " diye söylendi tekerlekli sandalyesinde oturmuş, boş gözlerle yere bakmakta olan adama."

    özellikle uzun-uzadıya sürüp giden anlatımlarda devrik cümleler kurmak büyük hatadır. okuyucu, hikaye içerisindeki bu uzun cümlelerin başlangıcı ile sonu arasında bağlantı kurmayla uğraşmaktan hikayenin içeriğine motive olamaz ve kısa sürede sıkılır.

    okuyucuya bu zorunluluğu hissettirmek kimi yazarların kullandığı bir üsluptur. ancak, bu tür cümleleri kullanmak ciddi beceri ve tecrübe gerektirir. kantarın topuzu biraz kaçarsa, cümle devrik olmaktan çıkar ve hikayemizdeki gibi okuyanın üzerine yıkılı-verir. hele ki bu hata öykünün hemen başında yapılırsa, okuyucunuzu hiç de beklemediğiniz bir anda kaybedi-verirsiniz.

    felçli adam, kızı ve dilenciden oluşan topu-topu üç karakteri olan hikayenin içinde karakterlerin fiziksel özelliklerine hiç deyinilmemesi de bir diğer handikap. örneğin, felçli adam şişman mıdır yoksa zayıf mı? yada kızı; kısa boylu mu yoksa uzun mu? saçları veya gözleri ne renktedir? hiç bir bilgimiz yok!

    iğne oyası gibi işlenebilecek güçlü temasına yazık edilmiş izlenimi verdi bana her haliyle.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük