hikayelerin kurgulanmasında alışılagelmiş tarzın dışına çıkmak; okuyucunun, hikayenin içeriğine değil karşılaşılan yeni ve ilginç yapısal kurgunun çözümüne odaklanmasını sağlayacağından çoğunlukla tehlikeli bir girişim olarak değerlendirilir. ancak bu örnekte yazarın, karşılıklı diyaloglarla okuyucuyu hikayesinin içerisinde tutmayı başarıyla sağlayabildiğini görüyoruz.
hikayede, verilmek istenen anafikri oldukça net alabiliyorsunuz. kapitalizm ve onun güdümündeki kitle iletişim araçlarında teknolojik anlamda yaşanan hızlı gelişimin globalleşme sürecini olabildiğince hızlandırdığı bir dünyada, bu mekanizmadan beslenen ticari unsurların, yeni fikirleri neredeyse insanın beyninde oluştuğu anda kaparak bundan ticari anlamda kazanımlar sağlayabildiği gerçeği çok çarpıcı bir biçimde dile getirilmiş. bu denli çok yaşanmışlığın ya da yaşanmışlıkların etkisindeki yeni fikirlerin, teknoloji sayesinde belli merkezlerde toplanıyor olması da bir süre sonra engellenemez fikirsel benzeşmeleri mümkün kılıyor, doğal olarak.
kendine has kurgusu ve vermek istediklerini başarıyla verebilmesi açısından denilecek bir şey yok! ancak, biçimsel anlamda ve yazım kuralları yönünden de aynı başarıyı görmek istiyor insan. yani, bir taraftan çok başarılı bir hikaye iken, diğer taraftan bakıldığında bu başarıyı gölgeleyen basit yazım hataları ve özensizlik okuyucunun canını sıkmıyor değil.