pek sevgili dergimizin 3.sayısı. emeği geçen herkese teşekkürleri borç bilirim. dergi de yayınlanan/yayınlanamayan yazıları kaleme alan, bize aktaran tüm yazarlara teşekkür ederim. usanmadan hikayeleri okuyup yorum yazan tüm okurlara da teşekkür ederim.
sol frame am-göt-meme üçlüsüyle devam ederken, burada güzel şeyler oluyor...
güzel, akıcı bir öykü. zaman geçişleri, paragraflar insanı yormuyor. okurken mekanlarda kısa seyahatler yapıyorsunuz. hikayenin sonu pek sürpriz olmasa da dramatik olmuş. okunası bir yazı. yazarın ellerine sağlık...
--
hikayeyi açar açmaz sizi şaşırtıyor. hem de daha okumadan. yazım kısmı için emek verilmiş. kullanılan argo gözünüze takılsa da okuması çok keyifli ve eğlenceli bir yazı olmuş. yazarın ellerine sağlık.
--
hikaye gerçekten güzel. biraz savruk olan konusu sonunda toparlanıyor. ancak anlayamadığım tek nokta; neden jack? saçma ama buna takıldım işte... yine de yazarın emeği göz ardı edilemez. yazarın ellerine sağlık.
--
--spoiler--
ölmeyi bile beceremedim reşat memur. bu ne demek bilir misin? bunları sen hakettin, öyle kolay kolay ölmek yok, yaşayacaksın demek. her gün biraz daha öle öle yaşayacaksın. bazı adamlar, ölmeyi bile beceremezler reşat memur.
--spoiler--
hikayenin vurucu cümlesiydi benim için. reşat bey'i kafamda ali rıza bey silüetinde canlandırmam tamamen benim suçumdur ayrıca*.
anlatım tarzı her zamanki experimental. fakat bu sefer daha sade sanki. akıcı, okuması yormuyor. uzun uzun yorumlamaya gerek yok. biraz tarz değişikliği vakti gelmiş yazar için. okuduğum tüm hikayeleri aynı tarzda. bu hem iyi hem de kötü olmuş. yeni şeyler denemiyor sanki. yine de okunması gereken bir hikaye. yazarın ellerine sağlık.
--
çok değişik bir şekilde ele almış konuyu. bu da hikayeyi ilgi çekici kılıyor. yazının uzun olması gözünüzü korkutmasın. akıcı bir anlatıma sahip. bir kitabın içinden seçilmiş bir bölüm gibi sanki. yazarın ellerine sağlık.
--
derin anlatımlar ve duygu aktarımları var hikayede. normalde olsa bu hoşuma gider ancak sözlükte uzun paragraflar okumak zor oluyor. eminim pdf versiyonda okuması on kat daha güzel olacaktır. yazarın ellerine sağlık.
--
bir dönem yazısı yazmak zor iştir. ancak yazar bu zorluğu bilgisi ve birikimiyle -sanırım ufak bir de araştırmayla- alt etmiş. tam olgunlaşmış bir öykü. yazarın ellerine sağlık.
--
paragrafları kısa tutarak okuyucu sıkılmamaya çalışılmış. bir diğer dönem yazısı daha /kısmen de denebilir. eklenilen görseller olayı tahayyül etmekte okuyucuya yine yardım ediyor -ki buradan mbaran'ın okuyucuyu ne kadar düşündüğünü çıkarabiliyoruz... akıcı bir hikaye. yazarın ellerine sağlık.
--
kafa sesiyle hikaye yazmak biraz cesaret ister. yazar burada bir tebrik hak ediyor çünkü kafa sesiyle yazılan hikayeler genelde -sıkıcı- olarak isimlendirilirler. hikaye tam aksine -akıcı-. yazarın ellerine sağlık.
--
--spoiler--
ve kalbi durdu. kalbim durdu. gözlerine baktım, yeşilin her tonunda ağladım.
--spoiler--
sonu insanın tüylerini diken diken yapıyor. okuması keyifli bir hikaye. yine diğer uzun hikayeler gibi paragraflarının uzun olması sözlükte okumasını zorlaştırıyor. eminim pdf formatı bu hikayeyi daha da okunur hale getirecektir. yazarın ellerine sağlık.
--
kuşak çatışması anlatıyor desem pek yalan olmaz sanırım. eğlenceli bir anlatımla sıkılmadan okunabilen bir yazı. "yok artık" diyeceksiniz ama bana gogol'u anımsattı içerik ve anlatım olarak -tat olarak-. yazarın ellerine sağlık.
--
yazarın bir star wars izleyicisi olduğunu anlamak için dahi olamaya gerek yok sanırım*. bu ve bunun gibi süpriz isimlerle hikayenin son satırına kadar 'taze' kalmasını sağlamış. fantastik yazmak zor olmamış yazar için. başını okuduğumda biraz da benim hikayemi anımsatmadı değil *. gerçekten uzun bir hikaye. ama sıkılmayın. okuduğunuza değecek. yazarın ellerine sağlık.
--
yazıyı tesadüfen zeki müren'in gitme sana muhtacım adlı parçasıyla dinledim. birebir oturmasa da güzel ahengi oldu yazı ve şarkının. başarılı bir yazı. ustaları anması ayrı bir güzellik katmış. yazarın ellerine sağlık.