(bkz: gerçeğin pespayeliği)
bir hikayenin başlığı ile kendisi arasında en azından biraz bağlantı olsa iyi olur kanaatindeyim. sanırım yazar pespaye kelimesini seviyor.
gerçekten güzel kelime.
öykü son derece akıcı bence bir çırpıda gidiveriyor. iddialı laflar var. fakat;
--spoiler--
bu iddialı lafları aslında geçmişte çok zengin sonra dan düşkün olmuş ve üstelik kör olmuş ve üstelik adliyenin devamlı dilenci kadrosuna yerleşmiş birinin söylüyor olması -ki bu adamın adını da bilmiyoruz her nedense- kilişe mi acaba ? ya da biraz arabesk. buna okuyucu karar verecek sanırım. ama ben pek çok mahalle dedikodusun da, küçük hikayeler de tv dizilerinde kemalettin tuğcu da filan bu adama çok rastladım.( en son bu hafta uykusuz dergisin de faik in de eskiden milli body buildingci yakışıklı bir doktor olduğunu öğrendik.) gerçek hayatta ise hiç böyle birini tanımadım. bildiğim tüm dilenciler hep fakirmiş veya bu onların mesleği. bildiğim hiç bir deli de eskiden kaymakam filan değilmiş.
bir de reşat ve daktilo ilişkisi tüm öykü boyunca bir iş ilişkisi. ama daktilo gidderken bir anda duygusal bir ilişkiye dönüyor. reşat daktilosunu ne kadar sevdiğini daha önce bize anlatmamıştı.
--spoiler--