kendisini de tanımam karşısında ki adamı da. ama şöyle bir muhabbet geçti aralarında ikisinden de nefret ettim, lanet ettim.
esra harmanda: bir şeyi daha merak ediyorum gerçekten akbil taşıyor musunuz?
barbaros: tabi akbilim var. belediye otobüsüne de biniyorum. hatta şuraya giderken ....(falan diye gittiği yeri anlatıyor ki inanalım diye.) son diyor ki -hayatı komik taraflarından ele alıyorum, akbilim de var arkadaşlarımın evinde de kalıyorum, yatakhanelerinde de kalıyorum.
barbaros: taze emeğin terinin lezzetini bilmeyenler bunu söylerler... (falan diye saçmalamaya devam ediyor, adamın söyledikleri o kadar boş beleş ki yazmanın bir değeri yok)
bu nasıl iğrenç bir muhabbettir. akbili varmış hayatı komik tarafından ele almak için. kadın da diyor ki "insanlar ter kokusu var diye binmeyi tercih etmiyor". ulan hangi insanlar onlar? ter kokan kim ya? biz miyiz? bizden mi bahsediyorlar bunlar? insanlar kendileri biz neyiz? bu kadar mı uzaksınız, bu kadar mı kopuksunuz? sizin için sıradan insan yaşamı sadece deneysel bir komiklik mi? diyor ki "o taze emeğin kokusu". gidin bi işinize ya...
