Büyük aşk yoktur.
Derin aşk vardır.
Onu biz büyütürüz.
Bunu yapmak hoşumuza gider.
Aşkımızı büyüttükçe elimizdekinin kocaman bir pamuk şeker olduğuna inanmaya başlarız.
Pembe, kocaman, tatlı. yemesi de bir o kadar hoş. Ama bilirsiniz, pamuk şekeri ısırmak, aynı zamanda bir boşluğu, havayı ısırmak gibidir.
Ağzınızı kocaman açarsınız, o helvayı ağzınıza doldurmak istersiniz fakat ağzınızı kapatır kapatmaz, diliniz sadece bir gram şeker tadar.
Ağzınızı açtığınız ve o enerjiyi harcadığınız kadar karşılık bulamazsınız.
Büyük aşk böyledir işte.
Dışı vardır, içi boştur.
Oysaki derin aşk, şekerin pamuğa dönüştürülmemiş halidir.