hemen her gittiğim şehirde bir yenisini edindiğim arkadaş.
ilk bisikletime henüz 2,5 yaşımdayken kavuşmuşum. evin içinde sür sür nereye kadar. birgün sokağa açılma dürtüsüyle çok basamaklı dik merdivenlere doğru ilerleyince...çeneye üç dikiş.
ikinci arkadaşımla ücretini ödemek suretiyle hemhal olabiliyordum. beş dakikası bilmem kaç kuruştu. at biner gibi belli bir alanda dön babam dön şeklindeydi mahiyet. sıklıkla görüştüğümüz için burada andım kendisini.
üçüncü ikinci el olup frenleri yoktu. bununla şehrin pazarına dalıp alışveriş yapan teyzelerle amcaların arasından geçip gitmek en sevdiğim etkinlikti. kaç defa pantolon dizleri parçalandı. şimdikiler pek bilmez, dizlerimiz mütemadiyen kanardı. (içim yanar agghhh, isyaaeenıımm vaar.) bir defasında yokuş aşağı üç kişiyle birlikte giderken arkada ayakta duranın denge unsurunu gözardı etmesi sonucu devrildik. karpuz gibi yola saçıldık, o oldu.
dördüncü sağlam duruyordu, dağ bayır geziyorduk. biri birgün bir tur istedi. verdim aldı duvara tosladı, ilk kez bisiklete biniyormuş eleman sonradan itiraf etti. ondan sonra dağıttı kendini bisikletim.
beşincisini kendi kazancımla almıştım. arada minübüsü kaçıracağımı anlayınca onunla giderdim işe. boş zamanlarımda da şehrin trafiğine dalar stres atardım onunla. başka şehre gidince bodrumda dinlenmeye çekildi ve bir gün sitenin haylaz çocukları tarafından ameliyat edildiğini öğrendim, mezarı bile belli değildi.
o şehirde çok geçmeden yeni bir bisiklet aldım. onunla şehir dışı geziye gittim iki arkadaşla beraber, dere tepe çıktık. kamp filan yaptık, seleyle kıçım kanka oldu. ancak dönüş yolunda o da isyan etti. eve dönünce istirahata çekildi ve sonrasında bir akraba çocuğuna hibe edildi. o biraz yağlamış ballamış çalışmaya ikna etmiş.
ve dün yeni bisikletim geldi, şu an karşımda koltuğa yaslanmış olduğu halde bana bakıyor. kargoyla geldi, kendim kurdum. kadınlar gününde doğduğu için adını "karakatun" koydum. böyle kara yağız bir dağ bisikleti. henüz sürmedim. bu kullandıklarım arasında en iyisi, bakalım ne kadar yaşıyacak, uzun ömürler diliyorum kendisine ve rica ediyorum beni sert düşürmesin, e çocuk değiliz artık, uğraşmayalım kırık çıkıkla bu saatten sonra.
düşündüm de kendisiyle otuz yıllık anılarımın olduğu annem ve babamdan başka kimim var. tabii ki bisiklet. ben ona arkadaş demeyeyim de ne diyeyim.