sensörlü kağıt havlu makinesi

entry18 galeri
    1.
  1. birçok kamu kurumunda ve özel şirkette, kullanıcılara kolaylık sağlansın diye kullanılan alettir. harekete duyarlı sensörler vasıtasıyla, otomatik olarak kağıt havlunun kullanıcıya sunulması gibi bir gaye ile üretildiği söylenebilir. ayrıca, hijyenin arttırılması ve kağıt israfının azaltılması gibi hedefler de sıralanabilir.

    buraya kadar herşey güzel. bundan iyisi şam'da kayısı. lakin teoriyle pratiğin birbiriyle tam olarak örtüştüğü söylenemez. şöyleki:

    efendim, girersiniz lavaboya. def i hacet hasıl olduktan sonra ellerinizi ve şayet suya tutmuşsanız yüzünüzü kurulamak istersiniz. sizin ne denli değerli olduğunuzu ve konforunuzun ne denli önemsendiğini göstermek için oraya monte edilmiş sensörlü kağıt havlu makinesine gözleriniz takılır. suratınızda gevrek bir gülümseme ile makineye yaklaşıp elinizi uzatırsınız. beklersiniz ki, uzanan elinizin hareketini algılayarak mekanizmayı devreye sokan sensörler avucunuzu kağıt havlu ile doldursun. lakin... lakin bir problem vardır. heralde sensörlerin algı kapasitesi düşüktür diye düşünerek, ellerinizi ileri geri, aşağı yukarı hareket ettirirsiniz. hadi koçum, evet şimdi şeklindeki cümlelerle de makineyi gaza getirmeye çalışırsınız. lakin makine için bu çabanız çok da fifi dir yani. yüzünüzdeki gevrek gülümseme, bu aşamaya varana kadar zaten yok olmuştur. ufaktan ufağa kıl olmaya başlamışsınızdır. ıslak ellerinizi bu sefer, kağıt çıkış noktasında dolaştırırsınız. belki, kağıt çıkışında melun bir engel vardır diye el yordamı ile çeşitli kontrollerde bulunursunuz. lakin o da kar etmez. aptal makineye iki şaplak atıp, ''ulan seni akıl edenin aklına incir ağacı dikeyim. bir de konforumu düşünmüşler. lütfetmişler.'' şeklinde söylenerek kapıya doğru yol almaya başlarsınız. tam kapının koluna asıldığınız anda, arkanızdan yükselen ses ile duraksarsınız. haşin bir bakışla arkanızı dönüp de sensörlü makineye baktığınız vakit, boşlukta asılı duran, makine tarafından sizin kullanımınıza * sunulan kağıt havluya gözünüz ilişir. sinkaflı rahmet duaları okuyarak çeker gidersiniz. lan bu makine, benimle maytap mı geçti diye düşünmeden de edemezsiniz. bu da böyle bir alettir işte.

    edit: bugün aynı olayın, bir başka kişinin başına geldiğine şahit oldum. uzaktan, tecrübeli halimle suskun ve bıyık altı bir tebessümle izliyordum adamı. adam makineye yaklaştı. kağıt gelmeyince, makineye orda olduğunu kanıtlamak için, makineyi ikna etmek için haka dansı yapmaya başladı. en sonunda makine tarafından kaale alınmadığını görünce, elini makineye hiddetle kaldırdı. sonra merhameti baskın gelmiş olacak ki, töbe töbe şeklinde söylene söylene kapıya yöneldi. adam tam kapıyı açacaktı ki, bizim ibne makine yine yaptı piçliğini ve kağıt havlu çıkardı. adam hışımla makineye saldırmak için atağa kalktı. neyse ki araya girip adamı etkisiz hale getirdik de, makineyi pert olmaktan kurtardık. sonra, herkesler gidince makineye yaklaştım. adama nasip olmayan kağıt havluyu, yana ve yukarı doğru çekerek koparttım. ''ulan bırak bu ibneliği. puştluğun sonu yok. kalacaksın birgün birinin elinde.'' şeklindeki nasihatimi verdim. makine uslu uslu yeni kağıt havlu uzattı bana. ama şımarmasın diye almadım. bu yalakalığa müsade etmedim. makineyi efkarlı bir tefekkür içinde bırakarak lavabodan ayrıldım.
    0 ...