diğer ülkeleri bilemem, kendi penceremden kendi ülkeme bakabiliyorum ancak. ve gördüğüm manzaradan hiç hoşnut değilim malesef. hemen hemen her dediğimiz, her yaptığımız, her giydiğimiz "büyüyünce de giyer" diye çocuklara alınan iki beden büyük kıyafetler gibi duruyor üzerimizde. ama biz büyüyemiyoruz senelerdir. oysa çocuklar çabuk büyür, bir sene evvel gördüğünüz beş yaşındaki veleti bir sene sonra tanıyamazsınız. ama bizi kim görse tanıyor senelerdir, hep aynıyız, hiç değiş(e)medik. o yüzden, madem çocuklar üzerinden gidiyoruz, meseleye güce güvenememe meselesinden ziyade, ağabeyine güvenip mahalle kavgasına giren çocuk meselesi(!) demek daha doğru olur. tabii bu ağabey üvey ağabey olunca işler değişiyor, bak sana medeniyet getirdim diyenler, senin medeniyetini alıp götürebiliyor(!) medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar ya hani, o diş de böylece kerpetenle sökülüyor!