yolda alakasız müzik dinleyip adımlarınızı müziğin ritmine uydurararak ilerlerken karşınıza çıkıp ilk siftahım olacak bi boyayım diyerek konuya girer bunlar. önce yok olmaz falan dersiniz ısrar ederler genelde, bakarsınız ayakkabılarınıza lan hakikaten leş gibi olmuş bunlar acaba gördü de mi söyledi dersiniz ve akabinde tamam boya ulan ama fazla para yok deyince bozdururuz der ağız alışkanlığıyla. yok bozuk var da tüm yok yani sadece yol param var benden fazla para çıkmaz sana dersiniz tamam önemli değil der. bak emeğine yazık olmasın sonra en fazla 2 taş çatlasa 3 çıkar dersiniz yalnız bunu derken elinizde iphone kulağınızda ipodun kulaklıkları vardır. tabi bu manzara karşısında sizin fakir edebiyatınıza inanmadığından boyamaya başlar siz de ciddi ciddi boyatırsınız hatta boyarken cila atmıyon mu dersiniz cila da var bu boyanın içinde diyerek bilimsel bir cevap verir size üstelemezsiniz. işlem* bitince 10 lira istiyom der ben de istiyom ama yok al şu 2 lirayı dersiniz hayır 10 liramı vereceksin der. lan olsa tükan senin ama yok anlamıyon mu dersiniz ve bozuklukları avucunuza dökersiniz. 7-8 çıkar bari der yok bilader yok işte lan dersiniz hadi al şu 1 buçuk lirayı da git şimdi dersiniz. sizin cidden parasız olduğunu gören boyacı allah belanı demeye başlayınca bak doğru konuş terbiyesizleşme uyardım seni deyip kafasını karıştırdıktan sonra hakkını helal ediyon de mi diye sorarsınız bu absürd duruma tuz biber ekmek için o da onaylıyorum anlamında kafasını sallar o başka kurbanlar aramaya siz de gıcır olan ayakkabılarınız kirletmemeye dikkat ederek yolunuza gidersiniz.