sevginin, ümidin belli edildiği, bütün savunma mekanizmalarının, koruyucu maskelerin bir tarafa bırakıldığı durumlar da vardır. Dizlerini kırarsın ve, ey ademin evladı, yüreğim orta yerdedir, çırılçıplaktır, sana hediyemdir dersin. Sütün çiğini emmiş dilber, seni dizler üstünde, yüreğini tozlar içerisinde bırakıp gider. Hem de bir piç kurusu gurur sevdası ve dişilik oyunu uğruna... Çeker gider, hediyenin kıymetini idrak edemeyen kör gözler ile... Sürüklenip gider, boynuna kemend olmuş egosunun peşinden.. Sen kalırsın orta yerde, pişmanlıklar içinde.. Cahil bir pazarlıkla yok yere heba ettiğin, mahremiyetini mahvettiğin yüreğine karşı mahcubiyet içinde.. Kalırsın öyle, insan olmaktan büyük bir acı duyarak... Neyse efendim, yani böylesi durumlar da yaşandı ve yaşanıyor bu ruyi zeminde. Başlığın mevzu bahis ettiği acı, zikrettiğim acıdan evladır.