insanın yaratılıştan beri yegane arzusu olmuştur. adem de her ne kadar havvaya kanmış olsa da yasak ağaçtan yediği meyveyi ölümsüzlük emeliyle yemiştir. onun zaafları ve insanoğlunun en büyük zaafı, isteği olmuştur ölümsüzlük. zengini, fakiri, yaşlısı, genci vs hepsinin hayalidir. her ne kadar ölümden korkmasada kişi ölüm geldiğinde illa ki isteyecektir.
sadece bir kişi ölümsüzlükten vazgeçmiştir. intihar eden kişi. etmeye teşebbüs eden yada düşünen demiyorum eden diyorum zira birtek o anlamıştır içine s*çılası şu dünyanın boktanlığını ve ölümün kaçınılmaz son olduğunu. şimdi sesler yükseliyor: ''ne diyosun birader sanki biz bilmiyo muyuz?''
biliyoruz.
bende biliyorum ölümsüz olmadığımı.
sende biliyorsun bir sonu olduğunu.
ölümsüz gibi yaşıyoruz. ölmeyecek gibi hiç bitmeyecek gibi hiç birşey bırakmadan gideceğimizi düşünmeden yaşıyoruz. karşıdan karşıya geçecek bir kör ya da aç dolaşan yaşlı bi adam gördüğümüzde gösterdiğimiz umursamazlık kadar ölümsüz olacağımızı düşünmeden hareket ediyoruz. ölümsüzmüşçesine yitiriyoruz. zaman varken kazanmaktansa hep kaybediyoruz. vicdanımızı, merhametimizi, zamanımızı yitiriyoruz. insanlığımızdan vazgeçiyor insanlığı bitiriyoruz.