breakfast at tiffany s

entry30 galeri
    14.
  1. gülümsetir.
    nostaljik ve de audrey hepburn'nun canlandırdığı karakterin tutarsız davranışlarında kendimi bulduğum içinde hoşuma giden, new york görüntüleri dikkat çeken film. müzikleride sevilesi.

    kedilere isim vermek yerine "kedi" diye seslenip, sadece kedi denmesi gerektiğini bi tek ben düşünmemişim. sütü kadehte içiyor yahu... sarhoş olduğunda mutfak lavabosunun içine oturuyor.. * içinden gelenin yapılması hakkındaki görüşler, sırf anı olsun diye bişey çalmak, tanımadığı insanlarla kolay samimi olmak, sonra şımarıklık, farklı düşünceler falaaaan filaaaan gidiyor öyle...
    kedi kısmı tabi beni etkileyen.

    ''şu kedi gibiyim, isimsiz bir serseri. biz kimseye ait değiliz, kimse bize ait değil. birbirimize bile ait değiliz.'' diyor holly sonra kediyi taksiden dışarı atıyor ya, kedilere karşı hissimden midir bilemem içim burk oluyor, burkulmuyor resmen burk oluyor.
    *
    3 ...