alpaslan dikmenin hatırası olan ultraslan'ı kendi "şahsi" pazarlama alanı olarak gören sözde koordinatör.
hepimizin malumu üzerine alpaslan dikmen'i kaybetmemize sadece galatasaraylı taraftarlar değil; taraflı tarafsız herkes üzüldü. hatta anısına alpaslan a mektuplar diye bir kitap yazıldı ve her kesimden ona mektuplar derlendi.
gelelim günümüz ultras felsefesi ve oğuz altay'a. 26 şubat 2012 galatasaray beşiktaş karşılaşmasında yapılan tartışmasız muhteşem koreografiden sonra gerek yazılı basında gerekse de galatasaray'ın resmi yayın organı olan galatasaray tv de beyanları yer aldı.
yazılı basınca koreografinin maliyeti sorusuna verdiği "27bin. cebimden karşıladım." sözleri eminim ki rahmetli alpaslan dikmen abimizin kemiklerini sızlatmıştır.
zira bugüne kadar kendisinin biz küçüklerine aşıladığı tek ve yegane şey; yapılan şeyler hakkında konuşmama, konuşulacaksa da kendini üstün gösterecek beyanlarda bulunmama.
bu beyan ile sevgili oğuz altay alpaslan dikmen'in mirasına büyük saygısızlık yapmıştır.
ultraslan koordinatörü alpaslan dikmen iken nice gençlerin harçlarını yatırdı rahmetli, okullarından geri kalmasınlar, okusunlar diye. nice okullara, nice hastanelere bağışlar yapıldı; gülmeyen gözler gülsün diye. nice sivil toplum kuruluşlarına bağışlar yapıldı ve makbuzları yayınlandı; kimsenin aklında soru işareti kalmasın diye.
ve o bunları yaparken hiçbir zaman "ben" demedi "biz" dedi, "kardeşlerim" dedi.
ultras oluşumuna en sancılı dönemlerde destek vermiş ve o muhteşem (bkz: superman) insanı tanıyıp yanyana olmuş birisi olarak bu benim ciddi anlamda zoruma gitti.
ne yani, şimdi benim cebimde 30bin tl olsa, ben koreografi yaptırma hakkını kendimde görebilecek miyim?
bu açıklama yıldırım demirören'in beşiktaş'a paramı hibe ediyorum demecinden daha ağır değil midir?
bu talihsiz açıklamanın zemini 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçında atılmıştı. bütün tribünlere atkılar dağıtıldı ve kapalı(doğu) tribününden dev bir bayrak açıldı. bütün atkılarda ve dev bayrakta yapılan vurgulama gsyiad
e hani "tam" bağımsız?
hani ultras felsefesi?
ayrıca tribün grubu temsilciliği, koordinatörlüğü yapan birisinin televizyon kanallarına bağlanıp "maçı locamda izledim" demesi ne kadar bağdaşır ultras felsefesi ile?
peki sancılı dönemlerde bütün sancıyı çeken, yokluklara; para sıkıntılarına takvim basarak göğüs gerip o paralar ile pankart boyayan, koreografi yapan alpaslanımızın günahı neydi?
tamam allah daha çok versin, kimsenin malında mülkünde gram gözümüz yok. ama para ile galatasaray tribünlerine girmek alpaslan'ın mirasına yakıştı mı?
ben yakıştıramadım.
yakıştırmadığım için de pegasus tribünününden kombinem olmasına rağmen oradan maçları izlemiyorum.
sadece bilinmelidir ki, alpaslan bu oluşumu genç kardeşleri ile sabahlara kadar fikir alışverişinde bulunarak kurdu; gençlerin eline parayı verip koreografi yaptırarak değil.
kimse unutmasın ayrıca,