eski sevgilinin yeni sevgilisiyle tanışmak

entry19 galeri
    19.
  1. "aşkım sen olmasan duramam ki buralarda" beşiktaş, 2009

    uzun süredir görmediğim arkadaşlarımla buluşacağım. ne yalan söyleyim kendilerinden pek hazzetmiyorum ama bu buluşmaya o'nun da gelebilme ihtimalinin yüksek olması beni epey heveslendiriyor. "belki" diyorum, belki...

    garsonlarının, gelen geçenin önüne atlayıp "buyrun yerimiz var abi, gelin abi" diye insanlara rahatsızlık verdiği bir galata mekanındayım. 2 masa birleştirilmiş, sosyal medyada dönen geyiklerin ezberlerinin yapıldığı, herkesin "biraz da ben güldüreyim" diye bir diğerinin cümlesini beklediği bir atmosfer oluşturulmuştu. ve o tam karşımdaydı. ekipte herkesi tanıyordum ama bir tek onun yanındaki, ilaç mümessili tipli adamı tanımıyordum. bir tuhaflık vardı.

    içkiler söylenmiş, herkes sırasını bekleyip, kendinden bir öncekine samimi olmayan bir "ahaha"dan sonra lafa girmekteydi. herkes evden çıkmadan önce dişlerini fırçalamıştı. dişlerini fırçalayıp fırçalamadığı konusunda şaibe taşıyan yalnızca üçümüzdük. ben, o ve ilaç mümessili... bir tuhaflık vardı. hadi ben ve o'nu anlıyordum ama bu mümessil neden dişlerini sergilemekten çekiniyordu. insanı rahatsız edici türden efendiliğiyle, kimdi bu adam? o'nun neden yanıbaşındaydı? o ise gözlerini benden kaçırıyor, bana olan öfkesinden eser kalmadığını, daha doğrusu artık beni sallamadığını, hal ve davranışlarıyla yüzüme yüzüme yediriyordu. ben hatalıydım, o mağdurluğunu atlatmış gibiydi. oysa bilmedi ki askerde 9 gece üstüste rüyamda gördüğümde aklımı kaçıracaktım. evet saydım, tastamam 9 gün rüyamda onu gördüm. kimi zaman kavga ettiğimiz, kimi zaman barıştığımız, kimi zaman o'nun yüzünün değiştiği, kimi zaman anlamsızca bir kurgudan ibaret olan rüyalarla, 9 gece!

    ve mümessil tüm bu belirsizliğe, o'nun sol elini bir anda tutarak son verdi. o an gözlerimi nereye kaçıracağımı, yüzüme nasıl bir ifade vereceğimi şaşırmıştım. suratımdaki kaslar beynimle olan ilhakını kesmişti. göz göze geldik, yeşil gözleri benden özür diledi. gözlerim yanıtsız kaldı, kafamı çevirdim.

    belki inanması güç gelecektir ama o an kafamın içinde ahmet aslan'ın tanımadığım ten isimli şarkısı çalmaya başladı diyebilirim. artık dönen muhabbetten kendimi soyutlamış, göz teması yakaladığım arkadaşlara tebessüm dağıtarak vakit öldürmeye başlamıştım. gözümün önünden anılarımız geçiyordu. ruhum daralıyordu. göğüs kafesimin küçük geldiğini hissediyordum. mümessil ise o'nun elini avucunda yuğuruyor, parmaklarıyla seviyordu. göz göze geldik, tekrar özür diledi. başımı çevirdim.

    ne kadar vakit geçti bilmiyorum. ama kişi başına tüketilen bira sayısının ortalaması 4'ü geçiyordu. mümessil artık dişlerini sahneliyor, sohbete "ama hocam"larla başlayan cümlelerle katılımda bulunarak, ortamdakilere yeni ısınmaya başladığının sinyallerini veriyordu.

    bir arkadaşımızın tayin olma hadisesinden bahsediliyordu. mümessil: "valla hocam benim de şirketin ankara'daki merkezine geçme durumlarım olabilir" dedi. o: "ama aşkım sen olmasan duramam ki buralarda"*

    göz göze geldik.

    özür diledi.

    gözlerim: ya bu benim içimde dolaşan da kimdir...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük