çevredeki olumsuza yaslanan örnekleri değerleyip şiddete şiddetle yanıt vereceksin diyenlerin anlamasının mümkün olmadığı olgudur. sadece insan sevgisi değil doğa ve hayvan sevgisi de benim için mühimdir. hümanizmin kökü antik yunan'a dayanır. insan her şeyin ölçüsüdür diyen protagoras ve rönesansın aydınlanma döneminde de izlerini görmek mümkündür. kesinlikle insanı insan olduğu için değerli görmektir hümanizm.
artık belki de etrafımızda o kadar yalan dolan görmeye başladık ki, hümanizm yalanı-safsatası deyişlerini de kullanabiliyoruz.ama kanımca yetersiz kalıyor bu tanım.
kıssadan hisse: hepimiz ermeniyiz diyen kitleyi kafamıza takacağımıza o insanı öldüren insanı ve onu tetikleyen güruhu kafamıza takmamız gerekiyor. o gaza gelen insanı o duruma sokan koşulları da düşünmemiz gerekiyor. bu mevzudan bahsedince aklıma hitler dönemi örneği geliyor ister istemez. hitler dönemi yahudilere uygulanan şiddetin bini bin para. hitler tam manasıyla soy kırmakta yani. mevzuyu insanlıkla bağdaştıramayan içine sindiremeyen bazı alman vatandaşları bir yürüyüş tertipliyorlar. aslında maksatları hitler'e meydan okumak. ve insana insan olduğu için değer verildiğini göstermek. yürüyüşü hepimiz yahudiyiz nidalarıyla sürdürüyorlar. şimdi bu alman vatandaşları allah için yahudi mi olmuş oldular? insanı robottan ayıran duygusal dışavurum bir şekilde kendini belli edemez mi? bence bal gibi eder, etmeli!
yıllar sonra bu hitler dönemine benzer bir olguyla biz de karşılaştık hala daha durum değerleriz de kendimce yaşanmış hitler örneğinden dem vurmak istedim. 1 insanın öldürülmesi diye vaziyeti küçümseyenleri ise saymıyorum bile. ne kadar büyütüldü derler ölüme binaen. büyütülecek, büyütülmeli, göze sokulmalı, anlatılmalı, betimlenmeli.
sözde hümanizm yalanı'ndan bahsetmektense şiddete şiddet eğilimlilikten bahsedebiliriz pekala. daha manidar ve akla yatkın olur.